Ahmet Nesin's Blog

Ocak 22, 2012

TUTUKLU ŞOFÖR NEDİM ŞENER!..

Filed under: Uncategorized — ahmetnesin @ 9:19 am

TUTUKLU ŞOFÖR NEDİM ŞENER!..

 

Yarın Odatv davası var, bugüne kadar yapılan bütün duruşmaları, sadece Odatv değil Ergenekondan tutun da Hrant Dink, KCK, üniversiteli öğrenciler, yazarlar, aydınlar, gazeteciler için açılan ve görülen davalara baktığımızda hiç umutlu gitmeyeceğim davaya… Geçen Odatv davasını gazeteci arkadaşlar sayesinde internetten ve twitterdan izlerken hakimlerin o babacan tavrı hepimizi umutlandırmıştı. Hatta hakimin Ahmet Şık yada Nedim Şener’e “Bunları da çıkınca kitap yaparsınız…” demesi sanki çıkacaklar da ertesi gün masa başına oturup kitap yazmaya başlayacaklar izlenimi vermişti herkese. Oysa Hrant Dink davası sonrası savcı ve hakimin açıklamalarını okuyunca birilerinin bizlerle alay ettiğine inanmaya başladım.

Sadece onlar mı, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan bizimle alay etmiyor mu? Bir başbakan düşünün, bütün siyasi yaşamını, bugünlere gelmesini dini siyaset yapmaya adasın ama Türkiye’ye demokrasi getirmeye adasın kendini, evrakta sahtekarlık ve kalpazanlıktan suçlansın ama siyasi anlamda suçlanan başka partinin başkanıyla dalga geçsin yada geçtiğini sansın, siyasi görüşlerine ters gelse de “Avrupa Birliği’ne gireceğiz…” diye demeçler versin ama AB’nin gereklerini yerine getirmeyince onlara demokrasi dersi vermeye kalksın, 12 Eylül’ü yargılayacağını söylesin ama 12 Eylül darbesi hükümetinin YÖK Kurucu Üyesi yaptığı Vecdi Gönül’ü 2 dönem bakan yapsın (Daha önce bir yazımda Vecdi Gönül’ü 12 Eylül bakanı diye yazdım, Vecdi Özgül’le karıştırdım, özür dilerim), “Kürt açılımı yapacağız!..” dedikten sonra da nerede Kürt ve onların haklarını destekleyen sosyalist varsa içeri tıksın. Bu birileriyle yeteri kadar dalga geçme değil de nedir?

Geçen gün twittera bakarken sevgili Nedim Şener’in eşi Vecide’nin bir twitini okudum: “Bugün arabamızı servise götürdüm. Kızıma söyleyince, “Anne bizim şoför cezaevinde. Kim götürecekti” yanıtını aldım!..

Bunu okuyunca çocukluğuma gittim hemen, babam tutuklandığında bana yaşatılanlar geçti gözümün önünden. Komünist olmanın tutuklanmanın ne olduğunu, nasıl bir suç olduğunu 4 yaşımda sünnet olurken öğrendim. Sonra ilkokul öğretmenimden, mahallenin cadaloz bir komşusundan, ortaokul öğretmenimden baskısı ağırlaştırılarak öğrendim.

Okul ve mahalle dışı, mecburi olmayan arkadaşlarım vardı, Hayrettin ve Emre Belli, Zeynep-Mehmet Altan, Aslı Öymen, Alev Soysal, Ilgın Su, Suphi İleri, Işık-Sönmez Baykurt, Mehmet Nazım Ran, Dürnaz Akşit, Oya Baştürk gibi aklınıza gelebilecek onlarca isim. Vecide’nin yazısını okuyunca saatlerce düşündüm, yukarıda saydığım kişilerle biz çocukluğumuzda yada gençliğimizde babalarımızın yada annelerimizin tutuklanışlarını, öldürülüşlerini, yakılışlarını hiç konuşmamışız, birbirimize dert yanmamışız. Hep yaşımıza uygun ne yapmamız gerekiyorsa onu yapmışız, yaşamın devam ettiğini faşizme inat bir şekilde sürdürmüşüz. Hem de gençliğimizde yüzde 90’ımız kendimize göre siyasetin içine girmişiz.

12 Mart darbesinden sonra 14 yaşıma 3 ay kala İngiltere’ye okumaya gittiğimde benimle aynı şehirde okuyan Akile Gürsoy vardı. Celal Bayar’ın torunuydu ve aynı bize yapılan baskılardan dolayı yurtdışında okumak zorunda kalmıştı 1 yaş büyük ablası Emine’yle. 1,5 yıl Akile’yle 10 dakika bile siyaset konuşmadık, babalarımızın, dedelerimizin anılarını anlatmadık birbirimize ama O acemiliğim döneminde neredeyse bütün hafta sonlarını yaşıtı arkadaşları yerine benimle geçirdi. İngiliz bir velim vardı ama ben sıkıştığımda onu arardım. O dönemde kimse beni O’nun kadar iyi anlayamazdı, 10 yıl arayla aynı şeyleri yaşamıştık.

İşte “Anne bizim şoför cezaevinde” beni kendi çocukluğuma götürdü. Bizimle alay ettiğini sananlarla bir çocuk ancak bu kadar güzel alay edebilirdi. Yarın en büyük isteğim bu davada tahliyelerin olması ama yaşadığım pratik bana hâlâ birilerinin bizimle alay edeceğini söylüyor.

Farkına varamadıkları bişey var ve asla farkına varamayacaklar, biz onlarla çocukluğumuzdan beri dalga geçiyoruz. “Anne bizim şoför cezaevinde

 

7 Yorum »

  1. Peki bu iktidarın hiç mi doğru olan birşeyi yok?
    Bu ülkeyi sadece sen mi düşünüyorsun?Bu ülke de senden başka kişiler yok mu?
    Biraz gerçekleri görün.Üç dönem seçilen bir partiye hala sallamak neyin nesi ?

    Yorum tarafından Ufuk Kocakaplan — Ocak 22, 2012 @ 9:31 am

    • yaşanan ve var olan gerçekler en az bu kadar. daha çok gerçeğe ulaşmak için: okumak, görmek, düşünmek; anlamak..!
      ayrıca bilgi olsun: bir siyasi partinin üç dönem ard arda seçilmiş olması, ona meşruluk kazandırmaz.

      1943 yılına değin süren Mussolini İtalyasından sonra İtalyan parlamentosunda 1946 yılından 1994’e kadar yaşanan bir egemen parti modeli söz konusu olmuştur. nitekim İtalya 1946’dan itibaren demokratik cumhuriyet olarak yönetilmektedir. aynı şekilde 1947 yılından 1977’ye kadar Hindistan’da egemen parti mevcut olmuştur. Hindistan 1947′de bağımsızlığını kazandıktan sonra ilk seçimlerini Nisan 1952′de yapmıştı ve seçimleri Kongre Partisi kazanmıştı. bu seçimlerden 1977′ye kadar yapılmış toplam altı seçimi yine Kongre Partisi kazanmıştı. yani Hindistan bağımsızlığını elde ettikten sonra otuz yıl boyunca hâkim bir parti iktidarı ile iç içe olmuştur. etnik açıdan en karmaşık topluluklardan birine sahip olan ve Çin’den sonra dünyanın en kalabalık ülkesi olan Hindistan, bu iç uyumunu demokrasisine ve birtakım temel ilkelerine borçludur.

      hülasa; egemen parti olmak, hiçbir partiye topyekûn bir meşruluk kazandırmaz.

      Yorum tarafından cansu — Ocak 23, 2012 @ 4:54 am

  2. Okuduktan sonra değil yorum yapmak, ayağa kalkacak hal mi bıraktınız? Onlar farkına varsalar da, varmasalar da yaşananlar büyük acı; ama biz ne kadar farkındayız?

    Yorum tarafından Füsun Kuseyri — Ocak 22, 2012 @ 9:32 am

  3. Ufukcuğum, bırak yazsın adam, biz de okuyalım allah aşkına. Tayyip yalakaları hariç yazar bırakmadınız be koçum. İstemiyorsun okuma.

    Yorum tarafından İsmini vermekten korkan izleyici — Ocak 22, 2012 @ 10:44 pm

  4. birinin özgürlüğünün bittiği yerde bir diğerinin özgürlüğü başlar ya, bizim özgürlük bi başlayamadı gitti:)

    Yorum tarafından cansu — Ocak 23, 2012 @ 6:15 am

  5. Gerçekleri görmek isteyenler için çok güzel bir yazı olmuş. Ellerinize Sağlık.

    Yorum tarafından agokselb — Ocak 23, 2012 @ 2:23 pm

  6. Ufuk’la diyaloğa girmemeniz lazım. Basitliğe bakın “üç dönemdir seçilen partiye sallamak niye?” Ulan var ya, böyle diye diye ülkeyi ne hale getirdiniz. Katliam yapan adamları koruyan bu insanlar rahat uyuyor ya, hepsinin amına koyayım.

    Yorum tarafından dvrn — Ocak 26, 2012 @ 4:18 pm


RSS feed for comments on this post. TrackBack URI

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.