70 LİRAYA DEĞMEZSİN KENAN EVREN…
Geçenlerde kitap fuarı için Ankara’daydım. Dönüş biletimi ayın 3’üne almışım. Bir arkadaşımla konuşurken uçak biletimi 1 gün sonraya almamı ve Kenan Evren’in duruşmasına katılmamı önerdi. Haklıydı, bunca arkadaşımı, yoldaşımı öldürten birinin duruşmasına katılmam gerekiyordu. En azından babama “Vatan haini” diyen birinin duruşmasına katılmam gerekiyordu.
12 Eylül sonrası bana en çok koyan Netekim Fırçacı Paşanın “Aydınlar Dilekçesi”ni imzalayanlara “Vatan haini” demesiydi. Esasında onun gibi kültürsüz birinin bunu söylemesi çok doğaldı, üzüldüğüm bu değildi. Netekim Fırçacı Paşa aydınlara “Vatan haini” dediğinde Aziz Nesin ona dava açmayı önermişti. Ancak bu öneri fazla tutmadı çünkü o dilekçeyi imzalayan aydınların büyük bir kısmı çekindiler yada tam türkçesiyle korktular.
Sonuçta 3-4 kişi dava açmayı kabul edince Aziz Nesin tek başına dava açtı ancak Netekim Fırçacı Paşaya dava açılamıyordu çünkü yaptıklarından sorumlu değildi. Mahkeme kararı ve sonrası ilginçtir: “Aziz Nesin vs. Kenan Evren Davası.- Aziz Nesin, “aydınlar dilekçesi” olarak bilinen bir dilekçenin hazırlayıcılarından biridir (15 Mayıs 1984). Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in, Manisa’da yaptığı açık hava konuşmasında “aydınlar dilekçesi”ni hazırlayan ve imzalayanların vatan haini olduğu yolunda görüşler dile getirdiği iddia edilmiştir. Aziz Nesin, Cumhurbaşkanının bu şekilde kendisinin kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu ileri sürerek, Cumhurbaşkanı Kenan Evren aleyhine 4 Şubat 1987 tarihinde manevî tazminat davası açmıştır. Soru: Mahkemenin kararı ne olmalıdır? Neden? Ödev: Yukarıdaki davada Ankara Dokuzuncu Asliye Hukuk Mahkemesi, “görevi sırasındaki işlemlerinden ötürü sorumsuzluğu ve yargı bağışıklığı bulunan Cumhurbaşkanı hakkında dava açılamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi 27 Nisan 1987 tarih ve E.1987/2865, K.1987/3701 sayılı kararıyla, “Cumhurbaşkanının yurt gezisi sırasında yaptığı açık hava toplantılarında ‘aydınlar dilekçesi’ ile ilgili olarak görüş açıklamasının görevi ile ilgisi olduğu kuskusuzdur” diyerek Ankara Dokuzuncu Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıdaki kararını onamıştır. Yargıtayın onama kararından sonra, davacı Aziz Nesin Avrupa İnsan Hakları Komisyonuna bireysel başvuruda bulunmuş, ama Komisyon 6 Temmuz 1989 tarihli kararıyla davacının başvurusunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir (Avrupa İnsan Hakları Komisyonu, Aziz Nesin Türkiye’ye Karsı, No.13901, 6 Temmuz 1989 (Nakleden: Şeref Gözübüyük, Anayasa Hukuku, Ankara, Turhan, 1998, s.231).”
Kenan Evren aydınlara “Ne yapayım ben böyle aydını, Vahdettin de aydındı ama vatan hainiydi!..” diye açıklamıştı meşhur Manisa konuşmasında. Aziz Nesin de yanıt olarak “Vahdettin’in vatan hainliğini bilemem ama devlet başkanıydı…” diye yanıtlamıştı.
Kenan Evren, Ziya Ül Hak öldüğünde de “Aziz kardeşim öldü…” dediğinde yanıt olarak “Ben ölmedim, ayrıca kardeşin filan da değilim…” diye açıklama yapıp Kenan Evren’le hem dalga geçmiş, hem de iki faşistin bağlılığını açıklamaya çalışmıştı.
O gün Kenan Evren’e dava açmaktan korkanlar bugün davayı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı alkışlıyorlar. Belki kimileri davaya müdahil bile olmuşlardır, AKP’nin de müdahil olduğu bu davayı yüzyılın en demokratik olayı sanıyorlar.
Taraf Gazetesi yazarı Murat Belge bugünkü yazısına “12 Eylül davası başladı. Kendi hesabıma, kendi ömrümde böyle bir olaya tanıklık edeceğimi düşünmemiştim.” diye başlamış. Ben Murat Belge’nin yerinde olsam bunu yazmaktan utanırdım çünkü o Kenan Evren’in kendisine “Vatan Haini” denilmesini kabul edenlerden. 1984 yılında dilekçeye imza atıp darbeciye dava açamayanlar bugün darbe karşıtı. Sadece komiksiniz, halkla alay ediyorsunuz…
Bana gelince, neden mi duruşmaya kalmadım. Uçak şirketini aradım, meğer ben dönüş biletimi kampanyadan almışım, o biletim yandığı gibi yeni bilet için de 70 lira vermem gerekiyormuş. Değmezsin, dedim kendi kendime Kenan Evren, aynı kimileri gibi değmezsin…
“Kenan Evren aydınlara “Ne yapayım ben böyle aydını, Vahdettin de aydındı ama vatan hainiydi!..” diye açıklamıştı meşhur Manisa konuşmasında. Aziz Nesin de yanıt olarak “Vahdettin’in vatan hainliğini bilemem ama devlet başkanıydı…” diye yanıtlamıştı.”
Aziz Nesin’in kıvrak zekasına her zaman hayran olmuşumdur..
Yorum tarafından derya — Nisan 7, 2012 @ 7:39 am
[…] 53.Bölümün Konusu absurdkomedi 2012 yılı ürün desteklemeleri belli oldu Cotton Expert 70 Lİraya DeĞmezsİn Kenan Evren… Ahmet Nesin’s Blog İlişkide Kelimelerin Büyüsü – Terazi Dolunay Semineri 06 Nisan 2012 saat 20:00′de Astro […]
Pingback tarafından MASAJ SALONU2 « masajsalon — Nisan 7, 2012 @ 2:41 pm
Biletinizi yakmadığınız iyi olmuş gerçekten Kenan EVREN değmez ona. O davanın olacağı akşamdan biz de çok heyecanlıydık. Çünkü o gün evimizde olan misafirimiz 12 Eylül tezgahlarından geçmiş, Türkçe öğretmeni abisini 12 Eylülde gözaltına alındığı günün ertesinde kaybetmiş, kendisi sürekli işkencelere maruz kalmış, takibe alınmış bir insandı. Sembolik bile olsa o dava onu çok heyecanlandırmıştı. Ben gidemedim ama yüreğim onlarlaydı.
Evet o gün Kenan EVREN’e ses çıkaramayan kimseler bugün hepsi de Kenan EVREN karşıtı oldu ve ne yazık ki! şimdi kendilerini belki de kahraman gibi görüyorlar, duruş sergilediklerini sanıyorlardır.
Kenan EVREN’in cehaletini en güzel anlatan örnek Picasso’nun soyut tablosuna “Eeee bunda ne var ben de yaparım” demesi olmuştur. Ben de çoğu zaman yapamadığım şeylere Kenan EVREN mantığı yürütürüm, cahil mantığı gibi bir mantık geliştirdi bende de, bunu yaparken de eğlenirim aynı zamanda.
Saygılar…Sevgiler…
Yorum tarafından AYŞİN BOZ — Nisan 8, 2012 @ 7:17 am
Kenan Evren kalp para ile de beş kuruş etmeyecektir bundan kuşkum yok. Fakat “yetmez ama evet” diyenlerin hali görülmeye değerdi. Sanki Kenanan evren sanık koltuğunda. ve bu evetçilerde devrim yapmış edasında Çok muzafferane bir tavırla alanda tam takım yerlerini almışlardı. Üç gün boyunca orada nöbette olacaklarını duyuranlar ise ertesi gün yoklardı ne yazıkki. Bu durşma tam bir komediydi. Bence başka açılardan değerdi .
Yorum tarafından enen Evren — Nisan 8, 2012 @ 5:51 pm
Bu adamı içeri atmaya bile değmez bırakın vicdan azabıyla ölsün diycem ama vicdan azabı da çektiğini düşünmüyorum… Böyle insanları bir daha devletin başına geçirmesin Allah…
Yorum tarafından üniversite — Nisan 8, 2012 @ 6:37 pm
cümle kurmaya bile değmezsin diye düşünüyorum..
Yorum tarafından mimarlık — Nisan 8, 2012 @ 7:21 pm
90 yaşına gelmiş adamlar cezaevine değil olsa olsa huzurevine gönderilir. Önemli olan dönemin zihniyetinin ve o zihniyeti bugünlere de taşımak isteyen kişilerin alt yapılarını anlamak ve çökertmek. Gerisi sembolik adımlardan ibaret…
Yorum tarafından bhtt564 — Nisan 28, 2012 @ 6:06 pm