ÖNCE SEN KENDİNİ SORGULA OYA ERONAT…

 

 

ÖNCE SEN KENDİNİ SORGULA OYA ERONAT…

 

Kaç gündür bu konuyu yazacağımı söylemiştim ama yazamadım. Yazamamamın biçok nedeni var ama en önemlisi zaman zaman üst üste gelen bu olaylardan sıtkımın sıyrılması. Kendi kendime “Olmaz, olamaz, bu kadar cahil bir araya gelemez!..” diyorum. Bir de sizden gelen mesajlar var, bunlardan biri çok canımı sıkıyor. Kimi eleştirsem “Bu adamı, bu kadını ciddiye almayın, yazmaya değmez!..” diyorsunuz ya yazdığım kişilerden çok sizlere kızıyorum.

O “Değmez” dediğiniz kişiler istediklerini yazıyorlar, kendileri belki dediğiniz gibi muhatap alınmaya değmeyebilir ama onları okuyan ve etki altında kalanlar için sayfalarca, kitaplarca yazmak gerekiyor. Sizler ben yada benim gibi muhalifleri sadece sizin okuduğunu sanıyorsunuz, oysa bu yazıları bize muhalif taraf da okuyor. Onlar okumasa bu kadar küfrü nereden işiteceğiz. Mutlaka siz de önemlisiniz ama bu yazılar daha çok onlar için önemli, onların okuyup, aralarından kimilerinin bizlere hak vermesi önemli.

Neyse gelelim konumuza, Diyarbakır zoraki milletvekili Oya Eronat Madımak Oteli’nde kaybettiğimiz Metin Altıok’un sevgili kızı Zeynep’e “Hiç Aziz Nesin’i kendi kafanızda sorguladınız mı? Acaba o da böyle yapmasaydı keşke diye düşündünüz mü? Çünkü birçok insan için din hassas bir konudur. Bu hassas duyguların kaşınmaması gerekir. Tabii bir katliamın gerekçesi olamaz, ama keşke Aziz Nesin konuşmasaydı da babam ölmeseydi dediniz mi?” demiş.

Ben çok şaşırmıyorum bu insanlara, bedavadan milletvekilliğini kabul eden bir insan bunun karşılığını mutlaka verecektir. Burada Oya Eronat’a yanıt vermeli mi, yoksa yukarıda yazdığım gibi bu tümceyi yada yaklaşımı sergileyen birilerini mi sorgulamalı diye çok düşündüm.

Madımak davası zamanaşımına uğradığında Sabah Gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak “Bazı gerçekler unutuluyor, olayın hangi şartlarda geliştiği anlatılmıyor. Müslümanlar hedef gösteriliyor… Nesin’in Sivas’taki sorumluluğu unutturulmak isteniyor. Dine hakaret etmek zaten ceza kanunumuzda da suç sayılmaktadır ama tabii bunun karşılığı da bu olmalıdır şeklinde anlaşılmak istemem…” dedi.

Şimdi anladınız mı bu kişileri ciddiye almanın önemini. Oya Eronat’ın akıl hocası Nazlı Ilıcak. Çok daha gerilere gidersek bütün özür dilemesine karşın Cengiz Çandar. Bunların sorgulayamadıkları kendi siyasi görüşüne yakın olan kişilerin bu tip olaylara yada katliamlara son derece “Teşne” olmaları.

Bu tip olayların arkasına baktığımızda kendilerini temize çıkartan bu güruh acaba hiç o kitlenin devamlı olarak neden “Allah Allah…” diye saldırdığını sorguladı mı? Hiç sanmam, taaa “6-7 Eylül katliamı”, “Kanlı Pazar” ve buna benzer onlarca olaya baktığımızda hep aynı mantığı ve yaklaşımı görüyoruz.

Biz yıllarca bu olayların derin devlet tarafından yapıldığını söyledik. Derin devleti ilk ortaya attığımızda onlar buna karşı çıktılar. Karşı çıktılar çünkü onlar bu derin devleti çok güzel kullandılar. Bugün bisürü insan derin devletin kendilerini kullandığını söylüyor, bunlardan biri de Muhsin Yazıcıoğlu’ydu… Bunu bu kadar kişiyi öldürdükten yada ölümüne neden olduktan sonra mı fark ettiniz? Hiç mi ufacık aklınızı çalıştırmadınız? Binlerce ölümden yada katliamdan sonra özür dilemen, hatta özür bile dilemeden bütün olayı derin devlete, onu da olduğu gibi askere yıkmak bana bişey ifade etmiyor.

Hep söyledim, bütün burjuva partileri derin devletle iç içe geçmiştir, o yüzden derin devleti ancak sosyalist iktidarlar yargılayabilir. Bugün yapılan dincilere karşı olan derin devleti yargılamak ve kendi derin devletini oluşturmak. O yüzden bu insanları ciddiye almak gerekiyor, onlara yanıt vermek hem de en ağırından yanıt vermek gerekiyor.

Sevgili ağabeyim Ali Nesin Oya Eronat’a o kadar güzel yanıt vermiş ki ben daha fazla bişey yazmayacağım bu konuda, benim söylemek istediğim son 10 yıldır her şeyi askere yıkıp kendi cinayetlerini temize çıkartmaya çalışmaları. Bu yüzden Ergenekon gibi davaları çok ciddiye almıyorum, çünkü onlar ciddiye almıyor, alsalar kendilerinin de o dönemde hükümet oldukları faili meçhul cinayetleri mecliste araştırırlardı.

Mehmet Ağar’a 5 yıldızlı hapishane aranırken Sedat Bucak’ı duyanınız var mı? Unutmuş olabilirsiniz ama benim aklımdan çıkmıyor.

Ben sömürüyü savunan kapitalist partilerin demokrasi getireceğine hiçbir zaman inanmadım, sömürünün olduğu yerde demokrasi olmaz. O yüzden de hep Ahmet Altanlara, Murat Belgelere, Oral Çalışlarlara yanıtlar yazdım. Ben sömürüsüz demokrasiyi savunarak birazdan 1 Mayıs alanına gideceğim ama onlar hangi yüzle yada maskeleriyle gidecekler bilemiyorum…