Ahmet Nesin's Blog

Haziran 29, 2012

İYİ Kİ ARABA KULLANMAMIŞSIN BABA!..

Filed under: Uncategorized — ahmetnesin @ 8:36 am

İYİ Kİ ARABA KULLANMAMIŞSIN BABA!..

Canım babacığım,

Aradan yıllar geçti ama adım gibi anımsıyorum, Ateş ağabeyime, Ali’ye ve bana ehliyet almamızı söylemiştin de biz ne cins çocuklarsak hiçbirimiz almadık. Oysa bize birer araba alacaktın, ben de daha yeni 18’ime giriyordum. O yaşlarda bunu reddeden kaç çocuk vardır bilmiyorum ama ben sonunda ailenin namusunu kurtardım ve geçen yıl ehliyet aldım. Araba ehliyeti değil aldığım, motor ehliyeti. Kaç yıldır ehliyetsiz kullandım, hiç de çevirmediler ama sonunda uzun yol yaptığımdan aldım ehliyetimi. Sınav da bir zor ki sorma, 8 tane çubuk koyuyorlar aralarından geçip geri dönüyorsun ve ehliyeti alıyorsun.

Bugünlerde yazılarıma ara verdim çünkü Gani Rüzgar Şavata’nın çektiği bir sinema filminde başrol oyuncularından biriyim. Rolüm mü ne, sokaklarda yaşayan, işsiz-güçsüz bir deliyim ve üfürükçü bir zırtapoz ölünce beni onun yerine getiriyorlar. Maksat para dışarı gitmesin.

Geçen gece çekimler bitti, gecenin bilmem kaçında eve dönüyordum. Boğaz köprüsünde gişelerin önüne geldim baba. Önümde 2 araba vardı. Artık parayla değil de kartla geçiliyor köprüden, para üstü kuyruğu olmasın diye. Kartın yoksa gişelerden önce başka gişe var, oradan ya kart alıyorsun yada kartına para yüklüyorsun. Ama bizim halkımız o kartı almıyor, tam gişede arabasından inip başkasından kart istiyor ve 3 lira yerine 5 lira öneriyor. Aynen yıllarca yazdığın gibi baba, pratik zekalı bizimkiler ve doğal olarak da aynı sıkışma oluyor.

Gişenin önündeki arabanın şoförü arabadan inmiş kart arıyor, onun arkasındaki belli ki sıkılmış yada acelesi var, geri vitese takıp bir geldi, ne oluyor demeden bana çarptı ve ön çamurluğu kırdı. Arabanın içinde kıpırdanmalar oldu, adam arkasını döndü bişeyler arıyor, kendi kendime “Tamam şimdi dayağı yedim…” dememe kalmadı ki arabadan koltuk değnekleriyle bir adamla, bir kadın indi.

Adam: Arkamda ne arıyorsun?

Ben: Gişeden geçmem için nerede durmam gerekiyordu?

Adam: Arada mesafe olmalıydı, hem ben arkama baktım araba yoktu.

Ben: İyi de kardeşim gördüğün gibi ben araba değilim, motorum.

Adam: Çok yanaşmışsın, farını görmedim.

Ben: Kardeşim dura dura gidiyoruz zaten, ne mesafesi koyacağım, ayrıca 2 metre de uzaktaydım, neyse polis çağıralım.

Kadın: Sen bizim arabaya niye vurdun?

Ben: Ne ben mi vurdum, sen şaşırdın galiba kadın?

Adam: Karıma hakaret etme, hem ben geri gelince sen niye geri gitmedin?

Ben: Motorlarda geri vites olmaz da ondan, ayağımla senin vites hızına gelemem. Hem otobanda geri geri nasıl gelirsin sen.

Adam: Bin arabaya kadın, gidiyoruz, bununla uğraşamam, zaten sakatlara da saygısı yok, adam arkamdan gelirken plakama bakar.

Ben, Ya trafikte plakaya bakarak araç mı sürülür, kardeşim dememe kalmadı ve adam uçtu toz oldu ve tam o sırada polis geldi.

Ben: Motoruma bir araba çarptı ve kaçtı.

Polis: Yaralanma var mı?

Ben: Yok.

Polis: O zaman biz bakmıyoruz, Çengelköy karakoluna git ve orada “Kaza yerini terk etme belgesi al.”

Oradan karakola geldim baba ama sanırım yasaları sana göre çıkarıyorlar. Ülkede mizah yapılsın diye.

Ben: Kaza yerini terk etme raporu isteyecektim.

Karakol polisi: Sen mi kaçtın kaza yerinden.

Ben: Heeee, ben kaçtım ve kendimi şikayete geldim. Bende tik var, kaza yapar yapar kaçarım ve sonra en yakın karakola giderim. Mazoşistim ben.

Karakol polisi: O dediğini bilmem ama bu işe biz bakmıyoruz.

Ben: İyi de trafik polisi gönderdi.

Karakol polisi: Onlar bilmez, yeni değişti yasa, Üsküdar Çiçekçi’ye gideceksin, orada Hasar Tespit Mahkemesi var, onlara başvur, tespit yapsınlar ve dava aç. Bu yasalar çıktı ki bizim bürokratik işlerimiz azalsın.

Ben: Doğru, trafiğin ve çarpmanın zaten polisle ne işi olur ki, hadi eyvallah, kusura bakma rahatsız ettim.

İşte böyle babacığım, kaza işlerine artık emniyet bakmıyor, ülkemiz böyle gelişiyor. Yok, yok gitmedim mahkemeye, hem sabah akşam setteyim, hem de orada da motor hacmine, rengine, cinsine göre ayırırlar da gözümü Tatvan’da açarım diye korkuyorum. Bir de dava açmam için bayağı para vermem gerekecek. Yıllarca “Ehliyet alın, medeni insan araba kullanmasını bilmeli…” dedin baba, işte ailenin en medenisi oldum, görüyorsun halimi.

Neyse baba, mektubu uzatmayayım, setten bekliyorlar, filmin adı “Qüfür, Cümbür Cemaat”, oraya gelir mi bilmem, gelirse iyi olur, dini nasıl kullandıklarını anlatmaya çalışıyor Gani de. Hem bir de beni seyredersin sinemada.

4 Yorum »

  1. mükemmelsin abi:))))

    Yorum tarafından mesut ırk — Temmuz 1, 2012 @ 2:45 pm

  2. arada bir bizde ancak sizin ölmüş babanızla dertleşiyoruz, bi o anlıyor halimizden. kolay gelsin hepimize ne diyelim…

    Yorum tarafından Mert Camalan — Temmuz 1, 2012 @ 10:54 pm

  3. “de” yi ayrı yazamadım diye de kızardı heralde =)

    Yorum tarafından Mert Camalan — Temmuz 1, 2012 @ 10:55 pm

  4. plakayı ver dicektimde sakat adam da dövülmezki… kimse hatasını kabul etmiyor malesef

    Yorum tarafından sahibinden — Temmuz 20, 2012 @ 11:20 pm


RSS feed for comments on this post. TrackBack URI

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.

%d blogcu bunu beğendi: