KÜRT AÇILIMINA BARAJI DÜŞÜRMEKLE BAŞLAYIN…
Birinci Kürt açılımmayalımına ne kadar soğuk baktığımı, açılımmayalımın ertesi günü bunun olma olasılığının olmadığını yazdığımı yazılarımı okuyanlar bilir. Bana göre nedenleri belliydi, AKP’nin programında böyle bişey yoktu ve bırakın partiyi, tek başına bir kişinin bile yaşam programında olmayan bişeyi yapması çok ama çok zordur, hatta olanaksıza yakındır.
Yıllar önce sevgili Yasemin Göksu bir CD hazırlığındaydı. Hazırlığı baştan sona sevgili Mazlum Çimen yapıyordu. Gece onlarda kaldım ve sabah beni de stüdyoya götürmüştü. Yasemin türküsünü söylüyor, ben de o billur sesi hayranlıkla dinliyordum. Parça bittiğinde Mazlum “Olmadı, flütün sesini çeyrek düşürelim…” diyordu ve her şey yeniden başlıyordu. O parça akşama kadar okundu, flütün sesi çeyrek indi, bağlamanınki yukarı çekildi, o olmadı diğer aletler değişti, şu oldu, bu yapıldı ama ben her çalınışta aynı hayranlıkla ve o değişimlerin hiçbirini anlamadan izliyor ve dinliyordum. Sonunda haftalar sürdü ve harika bir cd çıktı ortaya.
O zaman bikez daha Yahudi tüccarın söylediği “Çıraklığını yapmadığın işi yapmayacaksın…” demesinin ne kadar önemli olduğunu anladım. O cd’yi ben yaptıramazdım, yaşam programımda öyle bişey yoktu çünkü, Mazlum’un yaptırdığı 20’ye yakın iniş yada çıkıştan hiçbişey anlamamış hepsini aynı güzellikte dinlemiştim.
Şimdi yeni bir açılım dönemi yaşıyoruz ve beni tanıyan kimi arkadaşlarım bu kez neden muhalefet etmediğimi soruyorlar. Evet, haklılar bu kez muhalefet etmiyorum, esasında buna muhalefet de denmez, bu kez bişeyler olacağına inanıyorum. Bunun bana göre çeşitli nedenleri var.
En önemlisi bana göre AKP genel başkanı ve bakanların başı Recep Tayyip Erdoğan dersine iyi çalışmış, her şeyi sadece ama sadece ben yaparım demiyor. Bu yapılan bir Kürt açılımıysa -ki kimse aksini söyleyemez- bu açılımın Kürtlerle konuşmadan yapılmayacağını öğrenmiş durumda.
Erdoğan bu kez sansasyonel şeyler yapmıyor, polis okullarında Kürtlerin olmadığı toplantılar, Seda Sayanlarla Kürt açılımmayalımı konuşmak için sabah kahvaltıları düzenlemiyor, doğrudan BDP’lilerle temas kurarak, İmralı’da Apo’yla konuşarak, tartışarak yapıyor bunu. En önemlisi, bunu gizli yapmıyor, muhalefete ve halka açıklayarak yapılıyor. Esasında Kemal Burkay’ı büyük umutlarla getirmişti ama bunun pek işe yaramayacağını çabuk fark etti. İlk adım atıldı ve Kürtlere mahkemede çevirmen verilmesi yasalaştı. Anladığım kadarıyla şimdi belli bir sayıda gerilla Türkiye sınırından çıkacak.
Bu yapılanlar başlangıç olarak çok önemli ama hepsinden daha önemli olan bişey var bence, o da seçimlerdeki yüzde 10 barajı. Bu baraj düşürüldüğünde bundan sonraki seçimde mecliste yer alacak Kürt ve sosyalist milletvekili sayısını düşünebiliyor musunuz? En düşük olasılıkla 70 milletvekili çıkartırlar. Çünkü böyle bir durumda seçime bağımsız olarak girilmez, Halkların Demokratik Partisi çatısı altında tam bir bütün olarak gidilir.
Yapılan anketlerde şu an BDP yüzde 7 olarak gözüküyor. Baraj kaldırıldığında ve anketler HDP üzerinden yapıldığında bu sayı yüzde 9’lara yaklaşacaktır. Bu konuya CHP nasıl yaklaşır bilemiyorum, çünkü CHP ne zaman ne yapacağı bilinmeyen bir parti ama MHP esaslı olarak muhalefet edecektir. Ve böyle bir durumda daha da ilginç bir sonuç çıkacak, seçimlerde HDP yüzde 8.5 oy alır ve meclise 70 milletvekiliyle girdiğinde MHP yüzde 11 oy alsa bile o kadar milletvekili çıkaramayacak.
Bu dönemde bişey daha oldu esasında, Erdoğan bir ara BDP ve HDP’li kimi milletvekillerinin fezlekelerini meclise getireceğini söylediğinde AKP’li Kürt milletvekilleri ciddi tavır koydular ve bu konuda Erdoğan’a geri adım attırdılar. Seçimler önümüzdeki dönem dediğim şekilde yapılırsa mecliste HDP, CHP ve AKP’den 120’ye yakın Kürt ve sosyalist milletvekili olacaktır. Bu sayı barışın hızlanmasında çok ciddi rol oynar bence. O yüzden bugünden tezi yok hem Apo, hem BDP, hem HDK ve HDP barajın düşürülmesi için ciddi bir çalışma yapmalı ve bastırmalıdır.
Merhaba.
CHP ne zaman ne yapacağı bilinmeyen bir parti görüşünüze katılıyorum. “Kürt ve sosyalist milletvekili sayısını düşünebiliyor musunuz? En düşük olasılıkla 70 milletvekili çıkartırlar. Çünkü böyle bir durumda seçime bağımsız olarak girilmez,” Sizin de belirttiğiniz gibi bağımsız olarak girilmeyecek ancak, milletvekili olanların hiç birisi sosyalıst olmayacak, aşiretlerin belirlediği (ki bunlar sosyalist değildir), ağalar ya da ağaların önerdiği kişiler olacaktır. Bu arada, CD yapım sürecini gerçekten çok güzel anlatmışsınız, yaşamın kendisi bu.. Güya açılımın neticesinde,yıllardır tarlasız, işsiz, ekmeksiz, eğitimsiz, sağlıksız kalmış Kürt insanının hiç bir kazanımı olmayacağını görüyorum, bu nedenle baraj indiriminin çözüme katkısı olmayacağına inanıyorum.
Barış ve esenlik dileklerimle.
Yorum tarafından Alinur Uğurpakkan — Şubat 1, 2013 @ 7:42 am
Dolayısıyla günümüzün asıl büyük politik sorusu, BDP’nin, Kürt muhalefetinin ve sosyalistlerin oluşturdukları “Emek, Dekmokrasi ve Özgürlük Bloku”nun yarattığı sinerjinin nasıl çoğaltılacağı ve “ana muhalefet” rolünü üstlenecek bir yeni siyasi kuruluşa nasıl ilerleneceğidir. BDP Meclis Grubu’nun mevcudiyetinin Blok hukuku açısından bütünüyle biçimsel/prosedürel bir anlam kazandığı, mevzuat gereklilikleri dışında grup sözcülerinin kendilerini BDP-BLOK Grubu olarak takdim ettiği bir geçiş sürecinde “Sosyalistlerin BDP Meclis Grubu’nda ne aradığı” sorusu, Türkiye sosyalist hareketini yitirilmiş altın çağında bile hiç hak etmeyeceği ve kendisine yakışmayan bir kibre teşvik etmekten başka bir işe yaramaz.
Yorum tarafından Neil Mcdonald — Şubat 1, 2013 @ 10:25 pm
Yapılan anketlerde şu an BDP yüzde 7 olarak gözüküyor. Baraj kaldırıldığında ve anketler HDP üzerinden yapıldığında bu sayı yüzde 9’lara yaklaşacaktır. Bu konuya CHP nasıl yaklaşır bilemiyorum, çünkü CHP ne zaman ne yapacağı bilinmeyen bir parti ama MHP esaslı olarak muhalefet edecektir. Ve böyle bir durumda daha da ilginç bir sonuç çıkacak, seçimlerde HDP yüzde 8.5 oy alır ve meclise 70 milletvekiliyle girdiğinde MHP yüzde 11 oy alsa bile o kadar milletvekili çıkaramayacak.
Yorum tarafından Idebenone — Şubat 3, 2013 @ 6:28 am
Güven Partisi, 1969 genel seçimlerinde oyların yüzde 6.58’ini aldı; 15 milletvekili çıkararak üçüncü büyük parti oldu ve TBMM ‘de grup oluşturdu. Daha sonra Millet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi gibi gücünü yitiren partilerden milletvekillerinin toplu katılmalarıyla daha da güçlendi, partinin adı 29 Ocak 1971 ‘de Milli Güven Partisi olarak değiştirildi. 12 Mart döneminde (1971-73) kurulan I. ve II. Nihat Erim hükümetlerinde MGP genel başkan yardımcısı Ferit Melen milli savunma bakanı olarak görev aldı. 16 Mayıs 1972 ‘de de başbakanlığa atanarak yeni hükümeti kurdu (22 Mayıs 1972).
Yorum tarafından idebenone — Şubat 4, 2013 @ 2:43 pm
Yapılan anketlerde şu an BDP yüzde 7 olarak gözüküyor. Baraj kaldırıldığında ve anketler HDP üzerinden yapıldığında bu sayı yüzde 9’lara yaklaşacaktır. Bu konuya CHP nasıl yaklaşır bilemiyorum, çünkü CHP ne zaman ne yapacağı bilinmeyen bir parti ama MHP esaslı olarak muhalefet edecektir. Ve böyle bir durumda daha da ilginç bir sonuç çıkacak, seçimlerde HDP yüzde 8.5 oy alır ve meclise 70 milletvekiliyle girdiğinde MHP yüzde 11 oy alsa bile o kadar milletvekili çıkaramayacak.
Yorum tarafından Francis A. Cox — Şubat 7, 2013 @ 8:08 am
“PKK’nın o dönemdeki şiddet dalgasının yarattığı sonuçlara örnek olarak Siverek’te yaşananlar verilebilir. TİP’in milletvekili çıkaracak kadar güçlü olduğu siverek, Kürt siyaseti ve sol muhalefet açısından önemli bir yerdi. 1974’ten sonra da bu çizgisini korumuştu. PKK’nın 1978’de KAWA lideri Ferit Uzun’u öldürmesiyle ilçede olaylar başladı. (Olayı Bucak aşiretinin üstüne atmaya çalışan PKK bu cinayeti üstlenmedi. Cinayeti PKK’nın işlediği biliniyordu gerçi, ama olayın açığa çıkması 12 Eylül sonrası yakalananların itiraflarıyla oldu.) Bu cinayetin ateşlediği ve PKK’yla diğer örgütlerin ve bazı aşiretlerin katıldığı savaş 12 Eylül 1980’e kadar sürdü. 12 Eylül’de bir bıçak gibi kesilen çatışmalarda yüzlerce kişi öldü, on binlerce kişi göç etmek zorunda kaldı. Olaylar başlarken 60 bin olan Siverek nüfusu, iki yıl içinde 29 bine indi.
Yorum tarafından Jasmine T. Everett — Şubat 11, 2013 @ 10:06 am
Son olarak ABD’deki savaş karşıtlarına Türk ve Kürt savaş karşıtları, sosyalistler olarak şunu söylemek isteriz. Sizin ABD’de yürüttüğünüz savaş karşıtı muhalefet bizim için çok önemlidir ve moral vericidir. Uluslararası savaş karşıtı hareket savaş karşıtı öfkenin sola doğru yönelmesine yardım ediyor ve halkların arasına düşmanlık tohumları ekilmesini engelliyor.
Yorum tarafından Can-C Eye Drops — Şubat 17, 2013 @ 5:46 am
Oran’ın ezber bozmak sloganı çok açık. O kadar etkili bir söz ki rakip adaylar ve partiler bile farketmeden kullanır oldular. Ezber bozmak sadece eleştiri yapmak değil aktif bir şekilde eleştiriyi harekete geçirmek demek. Ezber bozmak Düğümküme’de bağımsız yazar çizerler olarak ağlı bağlı hayatın getirdiklerini götürdüklerini açık edereken, görünür, yani tartışılır kılarken amaçladığımız şey.
Yorum tarafından Piracetam — Şubat 21, 2013 @ 2:59 pm
kürt haalkına sonsuz şükranlarımı sunarım bdp ye vermiş oldukları oylar onları bir daha şerefli kürtlerim sizi çok seviyorm her bıji gelı kürt.
Yorum tarafından cataract eye drops — Şubat 26, 2013 @ 10:08 am