BARIŞ, SİNOP SALDIRISI VE MEHMET BARANSU DİYE BİRİ…
Önceki hafta sevgili Ertuğrul Kürkçü’yle Almanya’da 2 panele katıldık. Bana göre çok verimli geçti, konu “Türkiye nereye gidiyor?”du ve kimsenin net bir düşüncesi yoktu. Daha doğrusu insanlar korku içinde, bu çok net gözüküyor.
Kendi adıma ben net miyim bu konuda diye sorsam tam olarak net olduğumu söyleyemem. AKP’nin yada AKP’deki 2 önemli grubun ne yapmak istediğini biliyorum ama bunu nasıl çözeceklerini tam olarak söylemek zor.
Fethullah Gülen ekibi cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kararsız, Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık yada yarı başkanlık sistemine sıcak bakmıyor. Sıcak bakmıyor ama bir sonraki milletvekili seçimlerinde de 150 milletvekili istiyor. Recep Tayyip Erdoğan bir dahaki seçimlerde Fethullah Gülen grubundan 0 (Sıfır) milletvekili istiyor ama aynı zamanda başkanlık yada yarı başkanlık oylamasında da onların desteğini istiyor. Gülen önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tekrar Abdullah Gül yada bir başka müridini düşünürken nasıl bu işin altından kalkacak, şimdilik bir bilinmez olarak duruyor. Aynısı Erdoğan için de geçerli.
Ertuğrul Kürkçü Almanya’daki panellerde Halkların Demokratik Kongresi olarak barış sürecini Karadeniz’de anlatacaklarını söyledi. Çok doğru buldum, Karadeniz’de insanlara yüzyüze savaşın ve barışın nedenleri anlatılmalı, halk bunu Kürtlerden ve sosyalistlerden dinlemeli. Kısaca bu görüşlerimi söylerken çok da riskli olduğunu söyledim. Ama barışı gerçekten istiyorsak bu risk yaşanmalı.
Dün Ertuğrul Kürkçü, Levent Tüzel, Sırrı Süreyya Önder ve Sebahat Tuncel Sinop’taydı. Öğlen öğretmen evine gidiyorlar açıklama yapmaya, 200 kişilik bir grup orayı basıyor. İçeri girmeyi deneyen mi ararsınız, taş, şişe, yumurta atan mı ararsınız, her çeşidi var. Olay başladığından beri gazeteleri izliyorum, saldırganları sadece “Bir grup” olarak adlandırıp yazıyorlar. Yani bu saldıranlar, ülkücü değil, alperen değil, akıncı değil, milli görüşçü değil, Erdoğancı değil, Fethullahçı değil, olsa olsa “Hiçbişeyci grubu” olabilirler.
Gazete ve sosyal medyadan haberleri izlerken Antalya’da Akdeniz Radyosu’na geldim, bir söyleşiye katılacaktım. Olaylar bitmiştir umuduyla internete girdim ve twitterda Mehmet Barasu’nun “Sinopta araca yapilan saldiri provokasyonsa baris ortami olgunlasmadan yapilan gezi de bir provokasyon. Birkac ay bekleseniz ölür müydünuz.” yazısına rastladım.
Bu yazıyı okuyunca Ertuğrul Kürkçü’ye çok içerledim, Sebahat Tuncel’e kırıldım, Sırrı Süreyya Önder’e küstüm ve Levent Tüzel’e de küstüm. Saydığım 4 isim de yılların kurdu, deneyimli siyasetçisi, nasıl olur da böyle bir eyleme girişmeden önce Mehmet Baransu gibi bir PİR’e, DUAYYEN’e, AKSİYON Dergisi’nde çalışmış 3,5 yıl ABD’de eğitim görmüş, başını maşını almış bir henüz bertaraf edilmemiş Taraf yazarımsısına sormazlar.
Hadi onlar deneyimsizlik etti, acemi yada çocukluk anlarına geldi, peki sen Mehmet Baransu üstadım, neden ama neden barış isteyen, barışı açıklamaya çalışan bu milletvekili arkadaşlarımıza ne zaman gitmeleri gerektiğini söylemezsin. Sen ki kimlerin, ne zaman ve neden tutuklanacağını bilecek kadar deneyimli, be konuda müneccimitle devamlı işbirliğinde bulunan birisisin, nasıl olur da bu konuyu atlarsın.
Mehmet Baransu abey, bize seneye de seneye gidelim, haftaya açıkla de haftaya açıklayalım, hatta bence aceleye de gerek yok Mehmet Baransu mirim, sen bu barışı getir, biz sonra senin barışı neden getirdiğini açıklarız. Hatta bizim açıklamamız uygun olmazsa Barış sözcüğünü ağzımıza bile almayız, barış dediğin nedir ki Mehmet Baransu abey, köpeğin olur, bizim yaptığımız densizlik, hiç ağanın barışının üstüne barış olurrr. Sen çok yaşa e mi Baransu, HDK’lı milletvekili arkadaşlarımın yaptığına bak sen, işlerini güçlerini bırakmışlar bir de barış anlatıyorlar.
Hatta sen bizi önceden uyarsaydın biz Alamanyalara da gitmezdik, orada panelin olduğu binanın dışında Alaman sivil ve resmi polisleri bizi Milli Görüşçülerden korumak için önlem almaz ben de bu duruma şaşırıp kalmazdım zaten. Formundan mı kaybediyorsun ne Baransu abey, sen bunları önceden yazardın, biz de ona göre neyi yapıp yapmayacağımızı bilirdik. 1 yıl de, 1 yıl, hiç de hiç barış. Yeter ki söyle, elimin tersiyle barışı yüzüne göndermezsem namerdim.
Son kurultayda bir daha aday olmayacağını açıklayan bir parti başkanınız olsa siz nasıl davranırdınız bilemem ama AKP’de işler böyle yürüyor. Şu an bu parti grubundan başkanlık yada yarı başkanlık sistemi çıkmaz. Erdoğan’ı Çankaya’ya gönderir mi, onu da yeni yılda yazacağım.
Yorum tarafından NAC eye drops — Şubat 19, 2013 @ 7:44 pm
OYUN ICINDE OYUN BABALARINI HAYRINA GITMIYORLAR SINOPA MAKSAT ORTAMI GERMEK ONLARDA BILIYOR BOYLE BIRSEY OLACAGINI…
Yorum tarafından AYNUR CAN — Şubat 20, 2013 @ 9:08 am
hayret bu yazınızda cumhuriyet kelimesi geçmiyor.araya sıkıştırabilirdiniz aslında zorlasaydınız.
Yorum tarafından cemgil — Şubat 20, 2013 @ 10:46 am
Ne sen, ne Fatih Altayli, ne de Baransu olup biteni anlamamis. Analiz bak boyle olur:
http://www.halkinhabercisi.com/hukumet-bdpye-karadeniz-uzerinden-mesaj-verdi
BDP de AKP’nin bir oyuncagi…
Yorum tarafından Cevdet — Şubat 20, 2013 @ 2:07 pm
zor günler bekleyip görmek lazım
Yorum tarafından denemiş — Şubat 20, 2013 @ 5:01 pm
“Hoca osurursa camaat sicar”!!! terbiyesizligimden degil, ata sozu boyle.!
Kasimpasali Recep imraliya gidecekleri kendi belirlemeye calisirsa, elbetteki Camaattan Baransu da nereye ne zaman gidecegini belirler.!!
“Baris” mi dediniz.!!!
Yorum tarafından ibrahim — Şubat 21, 2013 @ 6:59 am