KÜRTLERİN “TÜRK” SOYADLARI, GÖÇMENLER VE HAKAN ŞÜKÜR…
Son günlerde Kürtlerin “Türk”, “Öztürk” gibi soyadlarına kafa yormaya başladı insanlar. Ben bu konu açılınca hep babamı, Kemal Tahir ve Ara Güler’i düşünürüm. Sanki üçü Türkiye tarihi gibi gelir bana, üçü de hemşehri, Şebinkarahisarlı ama üçü de farklı milliyetten. Babam Türk, Kemal Tahir Çerkes, Ara Güler de Ermeni. Aynı ilçede bu karışım nasıl oluyor diye sorabilirsiniz, sanırım bu karışım Şebinkarahisar’ın Osmanlı zamanında çok büyük bir il olmasından kaynaklanıyor. Büyük bir yangınla küçülüyor ve sonrasında önce Sivas’a sonra da Giresun’a bağlanıyor. O yüzden Şebinkarahisarlılar ne Sivaslıyız ne de Giresunluyuz derler, Şebinkarahisarlıyız der. 1901 yılında 2 Ermeni okulu var, nüfusun 3’te 1’i Ermeni. Tehcir zamanında karara uymamışlar, kadın ve çocuklarıyla kaleye sığınmışlar. Şehrin ilk kuruluşu esasında Rum yerleşkesi, Türkler 1075 yılında gelmişler oraya. Romalıların kurduğu bu yerin ilk adı Colonia/Koloneia, Ermeniler de Koğonya demişler. Osmanlı adı Şarkikarahisar ama Atatürk adını Şebinkarahisar yapmış.
“Türk”, “Öztürk” soyadlarından bahsederken neredeyse şovence davranıp Şebinkarahisar tarihi yazacaktım ama bunu biraz bilinçli yaptım. Herkes kendi bölgesinin tarihini sadece Osmanlılarla birleştirmese ve ondan öncesine baksa sanırım bugün yaşanan savaşın nedenlerini daha iyi anlar ve barış çözümlerine saldırmaz. Çünkü biz buralarda hep 1000 yılından sonra varız.
Bu sorun sanırım ilk olarak korku yaratmış. Bu korku hem milliyet üzerinden hem de din üzerinden. Şu anda Kürt sorunu var diye biz bu tartışmayı Kürtler üzerinden yapıyoruz, oysa aynı sorun göçmenler üzerinde de var.
Size yaşadığım 3 küçük örnek vereyim. Benim ilk eşimin ailesi Yunanistan’dan gelmiş. Soyadları “Yurtsever”, ikinci eşim de aynı yerden gelmeydi ve onların da soyadı “Yılmazyurt”tu. Bunlar büyük olasılıkla korkuyla yada yaranmak için alınan soyadları. Madem ki başka ülkelerden geliyorlardı, o zaman onlar bu ülkeyi daha çok sevdiklerini kanıtlamalıydılar. Turizm işi yaparken bir ortağım vardı ve kendisi Yugoslav göçmeniydi, onun da soyadı “Türksever”di
Dedim ya şimdi Kürt sorununu konuştuğumuz için mesela Ahmet Türk’ün soyadına kayı takıyoruz, oysa Trakya’ya gittiğinizde belki de en azla Türk soyadı orada vardır. Kars Terekemelerinde Öztürk soyadı çoktur. Yaşar Nuri Öztürk’ü ele alalım, anne Bayburtlu, baba Trabzon’lu, kendisi de Sürmene doğumlu, anlayacağınız köken olarak Türk olma olasılığı çok az ama soyadı “Öztürk”.
Hakan Şükür Arnavut olduğunu açıklayınca kendisine çok kızanlar oldu. Hakan Şükür çok doğru bişey söyledi, Türk olmadığını ama Türkiyeli olduğunu açıklamış oldu. Aynı dönemde milli takımda oynayan Rüştü Reçber de Türk asıllı değil, bir söyleşisinde kendi açıklamıştı. Hakan’ın ailesi “Şükür” soyadını alırken de bu korkuyu yada sıkıntıyı yaşamış mıdır bilemem ama soyadlarındaki sorun korkunun getirdiği bir sorun.
Hakan Şükür’e kızan ulusalcı ve milliyetçiler şunu iyi bilmek zorundalar, Türkiye coğrafyasında yaşayan herkesi “Türk” yapmak o kadar kolay değil. Asimile etmek hiç kolay değil, çünkü asimilasyon için ciddi bir eğitim gerekir.
Bu ülkede Hakan Şükür akrabalarıyla bir araya geldiğinde Arnavutça, Recep Tayyip Erdoğan Gürcüce, Süleyman Seba Çerkesçe konuşacaktır, bunu geliştirmek için de bir gün aynı Kürtler gibi okul isteyeceklerdir. Türkiye bu noktaya geldiğinde Kürtler “Kürt”, göçmenler “Yurtsever” soyadı almadan yada buna gerek duymadan barış içinde yaşayacaklar.
öztürk, türker, türkoğlu vb. soyadlı birilerini görünce hep aklıma babanız sevgili Aziz Nesin’in soyadını nasıl seçtiğine dair okuduğum röportajı gelir.. Çok doğru bir yazı, Gürcü olan ben de bir Türkiyeliyim..
Yorum tarafından sumuklupapatya — Şubat 24, 2013 @ 12:14 pm
Şu milliyetçilerle ulusalcıları aynı kefeye koymaktan vazgeçseniz artik! Milliyetçiliği “yurtseverlik” olarak kabul eden “millicilerle” ırkçıları ayırmak gerek diye düşünüyorum. Bu iki grubun Kürtlere, azınlıklara, demokratik haklara yaklaşımı birbirinden o kadar farklı ki.
Yorum tarafından yasar — Şubat 24, 2013 @ 3:15 pm
Hakan sukur e benim kizma sebebim vakti zamaninda aciklamayip sadece sartlar tayyip erdogan a yaranmasini gerektirdigi icin.kurtlerin esit sartlarda yasamalari icin bedel odeyen birsuru insan var.kendisi arnavutlar icin ne yapmis ?
Yorum tarafından cupulander — Şubat 24, 2013 @ 6:18 pm
Merhaba
Hem yazı hem de 1. yorum biraz tutarsız gibi geldi bana. Anadolu’da yaşayanlara (Bir kısmını atlayarak yazıyorum.) Hitit, Frig, Romalı, Osmanlı dendi. 1923’den sonra da Türk deniyor. Bunun anlaşılmayacak ya da reddedilecek yanı neresidir? Romalıyım diyenlerin hepsi Etrüsk müydü? Osmanlı’nın tamamı Türk müydü? Hititim diyenlerin arasında Likyalı veya Luvi yok muydu? Egemen kültürü paylaşanlara verilen ortak isimlerle anılagelmiştir Anadolu. Sizin derdiniz ne? Dediğiniz gibi Türkiye’de, Kürtler, Abhazlar, Çerkezler,Tatarlar, Rumlar, Özbekler, Türkmenler, Azeriler, Lazlar, Gürcüler (Ve aklıma gelmeyenler.) varsa, Türkler kimlerdir ve nerelerde yaşıyorlar? Niçin anlamak istediğinizi anlayamıyorum doğrusu. Türkiye’de Türk ismi bir ırk adı değil ulus adıdır. Yazar’ın dediği gibi asimilasyon zordur ama 1000 yılda yapılamayacak kadar zor değildir. Türk kültürünün asimile etme özelliği ve talebi yoktur; aksine asimile olmaya yatkındır. Bunu günümüz Türkiye Türkü’nün Avrupalıya mı Asyalıya mı benzerliğini saptamak amacıyla yapabileceğiniz küçük bir araştırma sonucunda görebilirsiniz. Ben Arnavut’um, ben Kürt’üm, ben Çerkez’im türü yersiz tanımlamaları okudukça aklıma bir bankada karşılaştığım Boşnak’ın “Yugoslavya’da da her şey ana dilde eğitim talebiyle başlamıştı” sözü geliyor. Şimdi bazıları ama Amerika’da böyle olmuyor diyecektir. ABD bizim geçirdiğimiz sosyal ve ekonomik bunalımların ikisini geçirse ortada ya Amerika kalmaz ya da ikinci ABD iç savaşı çıkar.
Yorum tarafından Hasan Bektaş — Şubat 24, 2013 @ 10:27 pm
Milliyetçilik, Ulusalcılık, Yurtseverlik
Milliyetçilik: Bugün daha çok “milliyetçi-mukaddesatçı” olarak anılanlar tarafından kullanılıyor. Tutuculuk ve dinle karışmış bir kavram olarak muhafazakar, İslamî, fazla okumamış halk arasında yaygın.
– Ulusalcılık: Aslında, epeydir, “ulusalcı” veya “ulusçu” biçiminde kullanılıyordu ama öztürkçeciler çevresi dışında pek ön plana çıkmıyordu. “Milliyetçi” teriminin yukarıdaki anlamı epey “kirlendiği” için son zamanlarda ortaya atıldı. Hem “temiz” izlenimini vermek için, hem de kullananların “dinci olmadığı”nın belirtilmesi için. Şu anda, bir zamanlar sol ideolojiye şu veya bu biçimde yakın olmuş Kemalistlerin tercihi. Böylece, kullanıcılar, “kirlenmiş” ve “gerici” bir terimin getirebileceği eleştirilerden kurtulmuş oluyorlar.
– Terimin bir “avantaj”ı da, “anti-emperyalizm” kategorisi altında “solculuk” yapmaya izin verdiğinin düşünülmesi. Böylece, milliyetçilik ile solculuk da bağdaştırılmış oluyor.
– “Milliyetçilik” ve “Ulusalcılık”ın yabancı dillerdeki karşılığı tek: Nasyonalizm.
– Yurtseverlik/vatanseverlik: Doğduğun toprağa duyduğun bağlılık hissi. Gerçekten tamamen pozitif, tamamen doğal; hiçbir olumsuz öğesi yok. Bu nedenle, bunu sahiplendin mi, bütün eleştirilerden kurtulmuş oluyorsun. “Ulusalcı”lar bu nedenle bu terimin kanadı altına giriyorlar.
– Bu terimin yabancı dillerdeki karşılığı: Patriyotizm .
http://www.itusozluk.com/goster.php/@2035385
Yorum tarafından ayhan — Şubat 25, 2013 @ 2:54 pm
Merhaba,
wikipedia, ekşisözlük, itüsözlük, uludağsözlük bigi kaynaklarından yola çıkarak yorum yazmak anlaşılabilir bir şey değil. Kendi fikirlerinizi öğrenmek isterim. Fikriniz yoksa bol bol okuyarak fikir oluşturmanızı öneririm. İlle de bir yanıt vermek zorunda değilsiniz. Ayrıca en büyük erdem bilmediğini bilmektir.
Yorum tarafından Hasan Bektaş — Şubat 26, 2013 @ 12:27 am
Size yaşadığım 3 küçük örnek vereyim. Benim ilk eşimin ailesiYunanistan’dan gelmiş. Soyadları “Yurtsever”, ikinci eşim de aynı yerden gelmeydi ve onların da soyadı “Yılmazyurt”tu. Bunlar büyük olasılıkla korkuyla yada yaranmak için alınan soyadları. Madem ki başka ülkelerden geliyorlardı, o zaman onlar buülkeyi daha çok sevdiklerini kanıtlamalıydılar. Turizm işi yaparken bir ortağım vardı ve kendisi Yugoslav göçmeniydi, onun da soyadı “Türksever”di Dedim ya şimdi Kürt sorununu konuştuğumuz için mesela Ahmet Türk’ün soyadına kayı takıyoruz, oysa Trakya’ya gittiğinizde belki de en azla Türksoyadı orada vardır. Kars Terekemelerinde Öztürk soyadı çoktur. Yaşar Nuri Öztürk’ü ele alalım, anne Bayburtlu, baba Trabzon’lu, kendisi de Sürmene doğumlu, anlayacağınız köken olarak Türk olma olasılığı çok az ama soyadı “Öztürk”. Hakan Şükür Arnavut olduğunu açıklayınca kendisine çok kızanlar oldu.
Yorum tarafından idebenone — Şubat 27, 2013 @ 12:15 am
Sizi Ciddiye almıyorum
Yorum tarafından ayhan — Şubat 27, 2013 @ 4:07 pm
bence hiç sakıncası yok.
Yorum tarafından hasan bektaş — Mart 11, 2013 @ 10:18 am
evet bir gün herkes emek-sermaye çelişkisini unutup o her şeyden yüce “etnik kökenini” hatırlarsa, bu dünyada cennete kavuşacaktır. hatta madem geriye gitmeye başladık şamanizme, gök tanrıya kadar gidersek bizden mutlusu ve barış içinde yaşayanı olmaz. balkan göçmenlerinin o tür soyadlarıı almasının arkasında acaba bir daha vatanlarını, yurtlarını kaybetme korkusu da olamaz mı. Şu “1071 de geldiniz haddinizi bilerek oturun” minvalinde söylemler bu korkuları daha çok körüklüyor- bir de araya şunu sıkıştırmak isterim “ya sev ya terket” ile bu “1071, kafkaslar, boşnaklar gelenler, gidenler had bilmek vs.” tezini karşılaştırınca arada pek fark göremiyorum- Bence etnik köken herkesin şerefi değildir başının belasıdır” . belki de göçmenler bunun en çok farkında olanlar oldukları için etnik köken zırvalarını pek karıştırmıyorlardır. Son olarak ve de inadına dünyada iki millet vardır : sömürenler ve de sömürülenler. gerisi kafa karıştırmaktan başka bir işe yaramıyor bence.
Yorum tarafından adnan — Mart 1, 2013 @ 10:39 pm
osmanlı imparatorluğu batıda her zaman (1923 öncesi de) türkiye olarak bilinirdi, bu bir. içinde türk kelimesi geçen soyadlarının sadece korkudan ya da yaranmak için değil, hayranlık veya kendisini öyle hissettiği için alınmış olabileceğini de hesaba katalım, bu iki. (not: ben bulgar kökenliyim ailemin önemli kısmı kurtuluş savaşı öncesinde vodina’dan gelmiş. bir kısmı da kars’tan gelmiş, o taraftan da ermeni veya kürt olabiliriz. yani bunu ırkçı bir söyemle yazmıyorum) üçüncüsü, kökeni ne olursa olsun her etnik kimliğin kendine ait dilde eğitim istemesi ve bunu da demokrasi sanmak kadar saçma bir durum olamaz -kendi dilini öğrensin ve dilediğince kullansın tabii ama ortak eğitim sistemi içinde, ortak dili öğrenip geliştirmedikçe nasıl millet olunacak? insanları etnik ve dini temelde ayrıştırmanın asıl meselemiz olan sınıfsal mücadeleye çok zarar verdiğini düşünüyorum. karnı tok, sırtı pek, geleceği güvende ve tüm insan haklarıyla birlikte etnik kimliği de tanınmış ve koruma altına alınmış hiçbir türkiye vatandaşının ille de çerkezce, kürtçe, ermenice, arapça, ladino, yunanca ve hatta italyanca eğitim diye tutturacağını sanmıyorum.
Yorum tarafından Okan Pelikan — Mart 7, 2013 @ 3:08 pm
Ahmet Nesin’in yazisini okuyunca ilk aklima gelen düsünce su oldu: Vatansever babanin oglu vatansever olacak diye bir kural yok..Ahmet Nesin simdi nerelerde ve neye hizmet ederek bu yaziyi yazmis bilemem, ama Hakan Sükür’e hak verdigine göre, babasindan cok uzaga düsmüs oldugu belli…Hele hele Türkiyeli sözcügünü kullanmasi tam bir skandal. Anlasilan Aziz Nesin’in oglu olma sorumlugununun henüz bilincinde degil..Türkiyeli olmaz, Türk olur; Alamanyali olmaz Alman olur, Italyali olmaz Italyan olur; Fransali olmaz Fransiz olur…Bunu Ahmet Nesin’ in bilmesi gerekir, ama kasitli olarak Türkiyeli yi kullaniyor. Helal olsun…Demekki Onu da hizaya getirmis AKP dönemi…
Yorum tarafından rauf asar — Şubat 18, 2014 @ 11:48 pm