SOYTARI İMAM HATİPLİLER!..
Başlığı çok ağır bulabilirsiniz, bunu yazarken uzun süre düşündüm, yazı kafamda 10 gündür vardı ama bu yada buna benzer bir başlığı atıp atmamakta oldukça kararsızdım. Sonunda bu başlığa karar verdim.
Ben İmam Hatip Liseleri’nin Türkiye’nin sadece gereksinimi kadar öğrenci almasından yana biriyim, kapatılmasınlar ama devleti ele geçirmek adına kullanılan okullar haline de getirilmesinler. İmam Hatip Liseleri’nde mezun olduklarında hiçbişeye yaramayacağını bile bile kızlar okumasın. Yada birileri üniversitelerde türbanı tartışırken liselilerin başlarını yönetmeliğe aykırı olarak, bütün derslerde örttüğünü görsünler.
Ama benim yazacağım imam hatipliler başka imam hatipliler. O yüzden ister gencecik yaşta kendi isteğiyle yada ailesinin zoruyla bu okula gidip de mezun olan öğrenciler bu başlıktan alınmasınlar. Hatta beni desteklesinler, verdikleri 4 yıllık emeğe karşı bir saygı duyulması gerektiğini haykırıp birazdan yazacağım bu soytarılara yada soytarılığa karşı gelsinler.
Şimdi size bir olay anlatacağım, bu olay bir gerçek, isterseniz deneyebilir ve olabilirliğini görürsünüz.
Şehrin birinde bir lise var, o ülkede ve o şehirde yeteri kadar lise yokken, devlet liselerinde öğrenci çocuklar ve gençler üst üste öğrenim görüyorken, o lise anidenbire bir kararla İmam Hatip Lisesi yapılıyo. Ancak bizde her şey anlık yapılıp planlanmadığından o liseye daha önce giren normal liseli öğrenciler mezun olana kadar okul karma lise oluyor.
Karma liseden kastım kız-erkek karışık lise değil, imam hatipli ve normal liseli öğrencilerin karma okuduğu, türbanlı kızlarla başı açık, serbest kıyafet dolayısıyla kısa etek giyilebilen kızların, okul sonrası abdest alıp namaza duran erkek öğrencilerle sevgililerinin elini tutan yada tutmayı düşleyen erkek öğrencilerin beraber okuyacağı bir okul.
Anlayacağınız her anlamda ileri demokrasiyi yakalamış bir okul. O okulun öğretmenleri de şaşırmış durumda. Öğretmenlerden biri bigün bir telefon alıyor. Arayan çocukluk arkadaşı, belki de ilkokul yada ortaokul sıralarını paylaştığı insan, lise sonrası üniversiteyi bitirmiş, belki doktor, belki mühendis yada mali müşavir olmuş biri.
– Merhaba nasılsın?
– Sağol iyiyim, okula gidip geliyorum, sen nasılsın?
– Sağol ben de iyiyim, duyduğuma göre sizin okul İmam Hatip Lisesi olmuş, ben İmam Hatip Lisesi diploması almak istiyorum!..
– Oğlum delirdin mi, sen üniversite mezunusun, ne yapacaksın o diplomayı?
Şaka yapmıyorum, sonuçta o kişi ek 3 sınavı vererek İmam Hatip Lisesi diplomasını alır. Bunun için bu okullarda kurslar açılıyormuş, söylenene göre sadece 3 zorunlu dersin kursu veriliyormuş. Arkadaşım neler olduğunu söyledi ama ben sinirden unuttum.
Bunu kanıtlamak için arkadaşımdan belge getirmesini istedim, böyle bişeyi yapabilmek için başvuru belgesinin olması gerekiyor. Oysa belge yok, işler biraz gizli kapaklı yapılıyor, okulun internetine girip isim neyim yazılıp başvuruluyor.
Eğitim neyim derseniz hakgetire. Sonuçta bana göre şarlatan, soytarı imam hatipliler yetişiyor, hem de 4 koca yılını bu derslere vererek, çalışıp sınavları kazanarak diploma alan karşı çıksam da gerçek imam hatipli gençleri hiçe sayarak.
Bunu yapan kişilerin doğal olarak imam hatipten önce aldıkları üniversite diplomalarının hiçbir geçerliliği yok artık, uçak mühendisi olmalarının bir anlamı yok terfi için, iş bulmak için, onlar artık İmam Hatipli.
Bu yazıyı yazdım ve elimden geldiğince üzerinde duracağım, bakalım kaç aktif gazeteci arkadaşım ilgilenecek. Belki yine herkes sus-pus olup susar ben de yaşamıma şaşırmadan devam ederim…
Yetmez ama İmam Hatip’li…
[…] https://ahmetnesin.wordpress.com/2013/05/25/soytari-imam-hatipliler/ […]
Pingback tarafından Soytarı İmam Hatipliler | TÜRKCELİL-TC-1923 — Mayıs 25, 2013 @ 5:05 am
keşke daha nitelikli yazılar yazabilsen, milletin mana köklerinden uzak ateist soytarı
Yorum tarafından Turan Şahin — Mayıs 25, 2013 @ 6:27 pm
Dünya benciller tarafından yönetilir.. yoksa daha iyi bir yer olurdu, ve gittikçe kötüy gitmezdi..
Yorum tarafından serap — Mayıs 28, 2013 @ 10:42 am
normal lise eğitimi işe yarasa neden imam hatipliler bu ülkeyi yönetsin. unutmayın ahlaklı azınlıklar ahlaksız çoğunlukları yönetir.
Yorum tarafından ihsan — Mayıs 26, 2013 @ 7:17 am
Soytarı senin gibi hazımsızlık sorun olan, hayata at gözlükleri ile bakmayı geniş açı zanneden pixel beyinlilere deniyor. Kişilerin ne giyip ne giymeyeceğine karar verme yetisi olduğun düşünen dalkavuklar olarak ta ifade edilebilirsiniz. Herkes inandığı gibi yaşamakta yada yaşladığı gibi inanmakta özgürdür. Eğer imam-hatip liseli olsaydın, kişilerin ne giyip ne giymediğine karışmanın, kişilerin ne içip ne içmediklerine karışmak kadar gayr-ı insanı olduğunu idrak etmiş olurdun. Lakin cücüklenme aşamasındaki beyninizde imam- hatip etiketi sizi maşa olarak kullanan zihinsizlerin size öğrettiği kadar. Kaç kere gidip bir imam-hatip lisesini ziyaret ettin _? içinde ne olup bittiğine bakabildin _? Ama imam-hatip lisesinde Atatürk resimlerini ayaklar altına atıyorlar değilmi… 7 yıl imam-hatip lisesinde eğitim görmüş ben kadar Atatürk’ ü sev, tanı, ve onu anla, sonra çık karşıma da “adam vasfı ile konuşalım senle. Yakaya rozet takmakla Atatürk’çü olunmuyor! Açar bir büyük öyle konuşuruz istersen deyeceğim de sen onun da altında ezilirsin. Ama tabi sana göre 5 vakit namaz kılan birinin sevgilisi olamaz ki ! Sevgili olmak sana munhasır bir iletişim hali ya yanlızca! Senin sevgilin varsa adam olursun o bes vakit namazını kılanın sevgilisi varsa ezik olur öyle mi_? Sen bilemezsin imam-hatipli olmanın bir kuşağı nasıl mahfettiğini.. Uni sınavında Alan/Bölüm puanı gibi saçmalıklarla 87 soruda 78 net çıkartıp 4 yıllık fakülte de eğitim hakkı elde edememenin ne demek olduğunu bilemezsin sen. Bilemezsin çünkü cahilsin. Çünkü yaşamadın öyle bir olayı. Sadece imam-hatipli olmanın kişinin akademik geleceğini tümden negatif yönde değiştirmesine rağmen, imam- hatipli olma şuurunu anlayamazsın sen! Anlamadan konuşur, bir kaç sözüm ona aydıncığın ezberleri kadardır bildiğin. Birşey biliyorsan konuş adam sansınlar, bilmiyorsan sus ta insan sansınlar. hadi eywallah
Yorum tarafından nnnnnk — Mayıs 27, 2013 @ 8:48 am
valla bu yaşıma kadar imam hatiplilerin ya da çok dindar insanların.. az inananlar, inanmayanlar ya da farklı inananlar kadar tacize, acıya, zulme uğradığını görmedim ben.. yakılanlar, taşlananlar, dışlananlar en başta (şahsınızı ayrayım yine de) sizler tarafından olmuştur. başı açık, oruç tutmuyor, inanmıyor vs vs diye sizler insanları dışladınız, zarar verdiniz.. neyin davasını güdüyorsunuz anlamadım.. başörtülü kızlar okula alınmamıştır onu da tez vakitte halettiniz.. çok isterim ben de o okumak için çırpınan bayan arkadaşlarımı çağdaş bilim yollarında görmeyi.. sorunun başörtüsü olmadığını göstermelerini çok isterim.. kim geniş açı baktığını zannediyor kim bakabiliyor şöyle bir tarihe bakıp, mantıkli bir şekilde özeliştiri yapmak lazım.. şahsen beni ilgilendirmiyor kimin neye inandığı, ne giydiği ya da giymediği ama emin ol siz inananları çok ilgilendiriyor benim neye inandığım, nasıl inandığım, ne yediğim ne içtiğim.. siz korkuyorsunuz. benim herşeyimden.. en başta siz benim hayatım müdahale etmeseydiniz (tüm.. yaptıklarını din adına yaptığını söyleyenleri kastediyorum) ben size hiç karışmayacaktım.. ben de kendimi korumak zorundayım.. kusura bakmayın.. saygılar
Yorum tarafından serap — Mayıs 28, 2013 @ 9:26 am
1980-2001 arası yılları incelerseniz sayısız örneğe ulaşabilirsiniz. Bu anlattıklarınız sakın sizin kafanızdaki “imam hatipli” hayaliniz olmasın ? İnsan yakan, polise taş atan, kişileri inançlarından ötürü dışlayan hiç bir arkadaşım olmadı da okuldan. O yüzden yani. Tez vakitte halledildiğini iddia ettiğiniz başörtüsü sorunu için okulu bırakmak zorunda olan bir çok arkadaşım oldu ama biliyormusunuz. Başını açtığında ağlayarak derse giren, rencide olan onlarca bayan arkadaşımda oldu. En sevdiğim edebiyat öğretmenim başı kapalı olduğu için öğretmenliği bıraktı mesela. Ama onlar bilmez ki, cahil onlar dimi. Sorun başörtüsü sorunu değil ki size göre…. Neyse ki hayat sadece “size göre” den ibaret değil. Her nekadar içine girmemiş olsanız da siz benden daha iyi bilirsiniz ama değilmi ? Bu konuda yıllarca araştırma yaptınız, onlarca kitaplar okudunuz vs.. vs.. yoksa ağzı olan konuşuyor durumu filan yok ortada. Nacizane benden size tavsiye, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olup karalamayın insanları. 7 sene o okulda okudğum için söylüyorum; kimsenin arka, ön yada yan bahçesi filan değil imama hatipler. Dinini diyanetini bilen, tarihine sahip çıkan, hala namus kavramını kutsal sayan, atasını tanıyan, vatanını uğrunda ölecek kadar çok seven, bilime en az sizin kadar önem veren öğrenciler yetişiyor o okullarda. (başka okullarda bunların aksi yapılıyor demek değil yanlış anlamayın!) Benim inandığım dinin kutsal kitabı “senin inandığın sanadır, benim inandığım bana” diyor. Bunu imam-hatip liselerinde öğretiyorlar. Dolayısıyla sizin nasıl yaşadığınız, neye inandığınız bizi bağlamıyor. Bir imam-hatipli olarak bloğunuzu kısa bir süre önce takip etmeye başlamıştım; taa ki hakaret dolu bu yazınıza kadar.. Soytarının anlamına bakın lütfen. Etrafınız da bu tanıma uyan “imam-hatip lisesi mezunu” varsa onun şahsına iletin bu hakaretinizi. Eğer bunu yapabilecek kadar medeni cesaretiniz varsa tabi.
Bir imam-hatipli olarak sizin gerek şahsıma gerekse okul arkadaşlarıma, gerekse o okulllardan mezun milyonlarca kişiye hakaret etme hakkınız yok. Bireylerle yaşadığı problemleri o kişinin ait olduğu gruba mal edenler kusura bakmayın gelişimini tamamlamış insan kategorisine giriyor. Sizin kötüleğiniz o okulda bize yanlız Allah’tan korkmamız öğretildi. Sizden neden korkayım ki. Alt tarafı insansınız, Dünyanın en şerefli varlığı olarak yaratılan. bende öyleyim. Aynı ülkenin güneşinde çamaşır kurutuyoruz, türkçe aşık oluyoruz, aynı ekonomik krizlerin zorluğunu çekiyoruz, aynı anayasanın haksızlık ettiklerindeniz, önce kendini düşünen aynı millet vekillerine kızıyoruz vs.. vs… hal böyleyken söylermisiniz sizden neden korkayım ? Benim gibi inanmamanız sizi öcü yapmıyor nezdimde. Bilakis farklılık zenginliktir. Beyaz en çok siyahın üstünde gösterir kendini. Sistem herkesin hayatına öyle yada böyle müdahil oluyor. Bu ülke vatandaşı olmanın gereği bu. Bunun faturasını Yanlış adrese kesmişsiniz. İade faturası dır bu satırlar. “Sermayesi din olanın rehberi şeytandır” der Yunus Emre. Bize bunları hep imam hatipte öğrettiler. Her kesimin içinde iyi ve kötü harmanlanmıştır. Hayatın içinde tanıdığınız bir örnekle bütünü algılamaya kalkmanın yanılgısı sizinki. Öğlen kaynağında güneşin altında kavrulup “güneş zararlı” demek gibi daha çok…. Umarım biraz düşünür, anlar ve yazınızda geçenlerin muhattabı kimse burdan kaldırıp ona iletirsiniz.
Yorum tarafından nnnnnk — Mayıs 28, 2013 @ 9:33 pm
1980-2001 yılları arasında.. başörtü taktığı için, dini vecibelerini yerine getirdiği için canına kastetilen, fiziki işkence gören, yakılan vs vs. zulmedilen insanların kayıtlarını gerçekten görmek isterim. Ben de namazını kılan, orucunu tutan elinden geldiğince dini görevlerini yerine getirmeye çalışan bir ailenin çocuğuyum öyle büyüdüm.. küçükken beni sahura kaldırmadıkları için kızardım annemlere.. ama zaman içinde din denen olgunun insanları sömürmek için nasıl kullanıldığını görünce hatta tarih boyunca her çeşit dinde inançta bunu görünce.. göstere göstere iman etmeye çalışanlara inanmakta insan zorlanıyor.. samimi olanlar, gerçekten inananlar yazdıklarımızı, söylediklerimizi kaale almasınlar zaten.. üstlerine alınmasınlar, savunmaya geçmesinler.. onlar yaradanlarına sığınsınlar bence.. ben öyle yapıyorum..
çok kısa bir örnek vereceğim.. beni hayrete düşüren.. seneler önce teketek programında 2 kapalı genç kız atatürkü sevmediklerini iran rejiminde yaşamayı tercih ettiklerin vs vs. birşeyler dediler.. T.C.’de kapalı bir kadının hakim olamayacağını söylediler bunun haksızlık olduğunu vs. söylediler.. doğrudur katılıyorum.. başını kapatan da hakim, savcı vs. olsun.. görevini hakkıyla yerine getirdikten sonra sorun değil.. fakat dini inancı gereği başanı kapatan bir bayanın o dinin gereği zaten kadı, hakim olamıyorken, yasakken.. o dinin kuralları sana bunu yasaklerken.. hatta 2 kadının şahiltliğini tam sayarken.. sen gelip T.C.’den bunun hesabını soramazsın.. bilimi, hakkı, hukuku işinize geldiği gibi kullanamazsınız. başalı kapalı bayan doktorlar.. erkek hasta bakmıyorum lüksüne sahip değiller..
Ayrıca bizden korkuyorsunuzdaki kastım o anlamda değildi.. herkesin kendiniz gibi olmasını istiyorsunuz.. siz olmayabilirsiniz.. bu yazının muhatabı da siz değilsiniz o zaman.. okumayın ve cevap yazmayın.. ama tarih boyunca olmuştur ve olacaktır.. din insanların en çok birbirini öldürmesine sebep olan olgudur.. ve özünde sorun inanç değildir.. bunun insanlara verdiği güçtür.. ve o gücü insanların nasıl kullandığıdır.. bu hristiyanlıkta, musevilikti, islamiyette.. her dinde vardır.. bunu inkar edemezsiniz.. bu yüzden kimse kimsenin inancıyla ilgilenmese en azından bu alanda sömürü daha az olur ve biz de boşuna nefes tüketmemiş oluruz.. daha faydalı işlerle uğraşırız..
Yorum tarafından serap — Mayıs 29, 2013 @ 11:55 am
taksimdekilerin %70 ‘i imam hatip şuuruna sahip imam hatip mezunuydu zaten dimi ?
Yorum tarafından Suursuz — Haziran 2, 2013 @ 4:28 am
Google ve youtube da istediğinizden fazla kaynak bulabilrsiniz. Din ve sevgi insanlık tarihi boyunca sömrülmeye en açık iki olgudur. Ve tarih boyunca sömrülmüştür, sömrülmeye devam edecektir. Peki siz bardak kırıldı diye su içmekten vazgeçenlerdenmisiniz ? “Din sömürüye açık öyleyse inanmamalıyım!. Sevgi sömürüye açık öyleyse sevmemeliyim! hayat ölümle bitiyor öyleyse yaşamamalıyım!” Anlaşılan Küçükken daha zekiymişsiniz. “İki kapalı genç şunu dedi! İki imam hatipli şöyle yaptı!” işte siz aklınızdaki kalıplara göre iki örnek bulmakta ustasınız.. Aynı grup içinde birçok konuda sizin gibi, yada sizden ileri düşünenleri görmezden gelerek.. Zihninizdeki etiketi tamamlayacak iki örnektir sizin için önemli olan. Halbuki ait olduğunuz gruplara en çirkin yakıştırmaların yapılabileceği onca “iki örnek” varken..
Bunu İmam-Hatip Lisesi mezunu olan biri olarak söylüyorum! “Kimseden bana benzemesini beklemiyorum. İnancı destekliyorum! Farklılıkları saygı ve hoşgörü çerçevesi içinde değerlendiriyorum! Ne sizden korkuyorum, nede birilerini korkutma gailesindeyim. Bu ve diğer yazılamın yegane sebebi sizin insanların ait olduğu gruplara hakaret edebilme lüksüzün olmadığını ifade edebilmek içindir. Alt tarafı insan olduğunuzu hatırlatma gailesidir bütün çabam! Yani dünyanın en şerefli varlığı. Lütfen insanlara ve ait oldukları gruplara hakaret ederek bu vasfınızdan ödün vermeyin. Ne güzel söylemişsiniz; insanlara, inançlara ve kişilerin ait oldukları gruplara hakaret etmek yerine daha faydalı işlerle uğraşın iyi günler!..
Taksimdeki “a-politik” halkı kimlerin kontrol ettiğini anlayamayan arkadaşım;
Geçen üç ay içinde;
• PKK sorunu çözüm sürecine girdi.
• IMF e olan borç kapandı.
• Üçüncü köprü inşaatı başladı.
• Kanal İstanbul ihalesi gündeme alındı.
• 2 adet Nükleeer enerji santrali inşaatı ihaleye açıldı.
• İstanbul’ a üçüncü hava limanı inşaatı gündeme alındı.
bu liste uzayıp gidiyor.. sen hala taksimde halk eylemi olduğunu düşünmeye devam et olurmu. (siyasetten bağımsız, haklı tepkilerini ortaya koyan, samimi insanlar bunun dışındadır).
Düşün bakalım biraz; istanbullu neden 3ncü hava limanı istemesin.
düşün bakalım neden üçüncü köprü yapılsın istemesin. Trafik çilesi her geçen gün çekilmez hale gelirken hemde.
düşün bakalım açıklana isteklerin gerçekte ne kadarı senin isteklerin…. Ama düşün olurmu. Senin adına başkalarının düşünmesine izin verme.
Yorum tarafından nnnnnk — Haziran 9, 2013 @ 11:41 pm
petrolün, ormanın, denizin, vatanım dediğin her karış toprak nasıl yok ediliyor, satılıyor siz de onu düşünün.. ben dün oy verdiğim partının bugün baktığımda yetersiz olduğunu görebiliyorum, eleştirebiliyorum.. lütfen bunu siz de yapmaya çalışın..insana kul olmaktan vazgeçin.. kimse kimseyi cennete sokamayacak.. yıllar sonra çocuklarınızın nasıl bir ülkede yaşayacağını siz düşünün..
zaten bizler düşündüğümüz, sorguladığımız için suçlanıyoruz.. 🙂
istediğinize istediğiniz şekilde inanın bu bizim için sorun değil.. çünkü parayla imanın kimde nasıl olduğunu bir tek Allah bilir.. ve benim size bunu ispat etmeye ihtiyacım yok.. hala inanç üzerinden prim toplamaya çalışıyorsunuz.. kalbinin derinliklerinde kimin kim için ne düşündüğünü bilemem, hesabını da soramam.. en güzel söz.. Allah herkesin kalbine göre versin.. kim ne düşünüyorsa nasıl düşünüyorsa ona kat kat fazlasını versin diyorum.. ve herşeyden önce vijdan versin.. hoşçakalın..
Yorum tarafından serap — Haziran 14, 2013 @ 8:48 am
http://www.odatv.com/n.php?n=katliam-basliyor-1406131200
linki açarsanız ve okursanız sevinirim.. bu sadece bir haber…ama siz yine de körü körüne inanmayın, araştırın, sorun soruşturun doğru mu tüm bunlar belki de yalandır, uydurmadır o zaman siz de bizi uyarın lütfen..
Yorum tarafından serap — Haziran 14, 2013 @ 10:52 am
Beyninizi yıkarken bir de gusul abdesti aldırsalarmış keşke 🙂 Belediyemi dağıtıyor bu ezber mısraları size_? Seçimlerde düşüncelerimi %80 temsil eden partinin beni şu an %70 temsil ettiğini de ben görebiliyorum. O siyasi oluşumun anti-demokratik yollarla al-aşağı edilmesinin düşüncelerimin büyük bir kısmına tecavüz olduğunu da biliyorum. Düne kadar demokrasi diye haykıranların bugün devrim diye haykırdığını da görüyorum. Sizi başkalarına hakaret ettiğiniz için suçluyorum. Yineliyorum! Neye/kime inandığınız beni zerre miktarınca ilgilendirmez. 7 yıl eğitim gördüğüm kurumdan dolayı bana soytarı demeniz sizin soytarılığınızdan ileri gelir. Eğer gerçekten kendinizi yeterince geliştirdiğinizi düşünüyorsanız özür dilemenin erdem olduğunu da farketmiş olmanız gerek.
Yorum tarafından nnnnnk — Haziran 18, 2013 @ 4:36 pm
Kısa ve öz yazalım İmf ye borç bitti eyvallah peki 400 milyarlık cari açık nedir? Ve satılmadık ne bıraktı akp iktidarı ? İşgal sadece topla tüfekle olmaz …
Yorum tarafından T.C Çapulcu TAYFUN — Haziran 14, 2013 @ 7:15 pm
Devlet denetleyip vergi toplayandır. Fabrika işletip her başa gelenin akrabalarına istihdam alanları sağladığı bir kurum değil. Ülkenin 10 yılda ekonomik olarak kaç kat büyüdüğüne bakın. Yapılan yatırımlara, ve teröre harcanan paraya.
Yorum tarafından nnnnnk — Haziran 18, 2013 @ 4:49 pm
Türkiyeli Eşbaşkan, ekonomik konularda ağzını her açtığında kendisine öğretilenleri tekrarlamaktadır.
*IMF’ye borcumuz 23 Milyar dolardı, biz sıfırlamak üzereyiz.
*Merkez Bankası rezervini 65 Milyar Dolardan, brüt 125 Milyar Dolara çıkardık! Rakamlarla başınızı ağrıtmak yerine, Türkiyelinin bu rakamlarını doğru kabul edelim ve sizlerle basit, halkın bakkal hesabı dediği türden bir hesap yapalım.
Merkez Bankası ve Hazine Müsteşarlığı verilerine göre;
2002 yılı sonunda Türkiye’nin İÇ BORCU: 149,9 Milyar Lira idi. 2012 yılı sonunda Türkiye’nin İÇ BORCU: 389,9 Milyar Lira oldu.
Torunlara bırakılan iç borç artışı: Tam tamına 240 Milyar Lira, yaklaşık 140 Milyar Dolar.
2002 yılı sonunda Türkiye’nin DIŞ BORCU: 129,6 Milyar Dolar idi. 2012 Yılı sonunda Türkiye’nin DIŞ BORCU: 369,6 Milyar Dolar oldu
Torunlara bırakılan dış borç artışı: Tam tamına 240 Milyar Dolar oldu.
Bu rakamların üstüne dedelerimizden bize kalan, bizim de arttırarak torunlarımıza bırakmamız gereken, ata-dede mallarından torunların haklarını gasp ederek 60 Milyar Dolarlık kısmını da peşkeş çeker gibi sattık.
Şimdi torunlarımıza ne bıraktığımızı iyice bilmemiz için rakamları toplayalım;
İç borçtan: 140 Milyar Dolar, Dış Borçtan: 240 Milyar Dolar, Torunların malından: 60 Milyar Dolar.
Etti mi size: 440 Milyar Dolar.
Türkiyeli ne ile övünüyordu;
IMF’ye ödenen borç 23 Milyar Dolar, Merkez Bankası Brüt Döviz Artışı: 65 Milyar Dolar.
Etti mi size: 88 Milyar Dolar.
Büyükten küçüğü çıkaralım; 440 Milyar Dolar- 88 Milyar Dolar= 352 Milyar Dolar
Bu devasa borca karşılık, Türkiye sathında bir tane Keban Barajı, bir tane Atatürk Barajı, bir tane Tüpraş veya Petkim bulamazsınız.
Bu 352 Milyar Dolar, Türkiyeli Ekonomi ustasının torunlarımızın omuzlarına bıraktığı yüktür.
2071 yılında Türkiyeli Eşbaşkanın torunu gezerken bir lokantanın camında “İstediğinizi yiyin-için hesabınızı torunlarınızdan alırız” yazısını görmüş ve içeri dalmış. O zamana kadar ne gemicikler, ne de pırlanta dükkânları kalmadığından rahmetli dedesi gibi İETT’de çalışıyormuş. Yemiş içmiş, karnını iyice doyurmuş. Kalkarken garson önüne öyle bir hesap getirmiş ki, gözleri yuvalarından fırlamış!
Kızgınlıkla: “Bu ne yahu, hani torunlar ödeyecekti?”
Garson; “Bu borç sizin değil kardeşim, bu size dedenizden kalan borçtur. Torun olarak, dedenizin borcunu ödeyeceksiniz” demiş.
Bu anlattıklarımız çok önemlidir ama daha da önemlisi var.
Nasıl Cumhuriyeti kuran dedelerimiz, onların dedeleri olan Osmanlının, Düyun-u Umumiye’ye olan borcunu son kuruşuna kadar ödedilerse, bizim torunlarımız da, Türkiyeli Eşbaşkanın yaptığı borcu öderler!
Fakat torunlarımız bize şu soruyu sorarlarsa ne cevap verebiliriz, ben bilmiyorum, bilemiyorum; “Dede, sizin dedeleriniz sizlere Misak-ı Milli hudutları içinde bir vatan bırakmışlardı. Hem de canları pahasına. Siz ise, bizlere bir bölümü eşkıyalar tarafından koparılmış bir “Bölünmüş Vatan” bırakıyorsunuz. Dedelerinizin emanetine niçin sahip çıkmadınız? Hiçbir şey bilmiyorsanız, vatan için ölmesini de mi bilemediniz!”
Yorum tarafından T.C Çapulcu TAYFUN — Haziran 14, 2013 @ 7:18 pm
Ah benim ekonomiden bi haber kardeşim! Bunlar hep bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmandan kaynaklanıyor.
Ekonomi konuşmaya başlamadan önce sen şunları bir kafana yaz.!
“Türkiye”li diye bir kelime yok.”Türk Milleti” var.
Millet olamamış topluluklar yaşadıkları bölgenin sonuna “lı-li” eki konularak ifade edilir.
Amerika-lı gibi avrupa-lı gibi. sen italyanlara “italyalı” ingilizlere “ingiltereli dendiğini duydunmu? Duyamazsın. Neymiş? Türkiyeli eşbaşkan yokmuş “TÜRK eşbaşkan varmış! Aferin, öğreneceksin, anlayacaksın.
Bakkal defteri ile ülke ekonomisi anlamaya çalışan kardeşim “Bir damla suya bakıp denizi göremezsin. Şimdi iyi oku ve anlamaya çalış. Defalarca oku! Kafana girinceye kadar oku! Anlayıncaya kadar oku!
Bir ülkenin borç durumunun hangi düzeyde olduğunu anlamak için kullanılan kriterler vardır. Bunlar;
1-Toplam Borç/GSMH oranı
2-Toplam Borç/İhracat oranı
3-Borç Servisi/İhracat oranı
4-Faiz Servisi/İhracat oranı
bu oranlar aşağıda belirtilen değerlerin üzerinde ise ülke çok borçlu statüsünde değerlendirilir. Bunlar Dünya Bankası ve IMF tarafından kabul edilen kriterlerdir.
-ToplamDışBorç/GSMH > %50
-Toplam Dış Borç/İhracat > %275
-Dış Borç Servisi/İhracat > %30
-Dış BorçFaiz Servisi/İhracat > %20
Akp dönemi ekonomisini anlaman için 2002-2012 yılları arasındaki verileri inceleyeceksin. Odatv nin sitesinde yeralmaz gereken veriler. Aşağıdaki linke tıkla 2002-2011 verilerini tek tek gözden geçir! Aferin anlayacaksın.
483.pdf erişimi için tıklayın
Sen şimdi tembellik edip verdiğim linki incelememişsindir. aşağıya yazdım; 2012 verilerini de dail ederek. Oku! Cahil kalma oku!
2002 YILI VERİLERİNE GÖRE;
-ToplamDışBorç/GSMH %56,2 // ÇOK BORÇLUSUN!!!
-Toplam Dış Borç/İhracat %359,2 // ÇOK BORÇLUSUN!!!
-Dış Borç Servisi/İhracat %80,2 // ÇOK BORÇLUSUN!!!
-Dış Borç Faiz Servisi/İhracat %17,8 // NORMAL BORÇLUSUN
2012 YILI VERİLERİNE GÖRE;
-ToplamDışBorç/GSMH %42,8 // NORMAL BORÇLUSUN!!!
-Toplam Dış Borç/İhracat %225.2 // NORMAL BORÇLUSUN!!!
-Dış Borç Servisi/İhracat %34,70 // ÇOK BORÇLUSUN!!!
-Dış Borç Faiz Servisi/İhracat %6,1 (2011 sonu) // NORMAL BORÇLUSUN!!!
Şimdi http://www.hazine.gov.tr giriyorsun. Raporlar/Kamu Finansmanı Raporları/Yıllık Kamu Borç Yönetimi Raporu PDF dokumanını indiriyorsun. Resimler dahil 100 sayfadır. Oku! Kafana girinceye kadar oku!
Eğer neden kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu yükselttiğini anladıysan okuduğunu da anlamışsın demektir. Yok kafa basmıyorsa yapacak birşey yok.
Dış Borç Bilgileri Özet:
Kamu Borç Stoğu 110,841 $
Özel Sektör: 226,022 $
Toplam Dış Borç Stoğu: 336,863 $
Neymiş, devletin 110,841 milyar $ dış borcu varmış. Geri kalanı özel sektörün borcuymuş. Yani sana otelini açan Ali KOÇ varya çok büyük kısmı onunmuş! Anladın mı mesele neymiş.
kAYNAKLAR:
http://www.hazine.gov.tr/default.aspx?nsw=BKsmUPQeFbnBXCDahrXm1A==-H7deC+LxBI8=&mid=614&cid=22&nm=40#
(Raporlar/Kamu Finansmanı Raporları/Yıllık Kamu Borç Yönetimi Raporu , 2013)
483.pdf erişimi için tıklayın
http://www.ekohaber.com.tr/Ali_Riza_Akbulut-ekohaber-5-haberid-17823.html
http://www.tuik.gov.tr/Gosterge.do?id=3504&metod=IlgiliGosterge
http://www.tim.org.tr/tr/tim-gundem-ihracat-2012-yilini-da-tarihi-rekorla-tamamladi-1518-milyar-dolar-buyukeksi-ihracatciya-guvenin-turk-mali-damgasini-tum-dunyaya-vuralim.html
http://www.tcmb.gov.tr/odemedenge/odmaindosya1.php
muslimsari.pdf erişimi için tıklayın
Yorum tarafından nnnnnk — Haziran 18, 2013 @ 8:53 pm
siz epey refaha ulaşmışsınız sanırım… biz olmayanları, muhtaç olanları görüyoruz.. siz de keyfinizden biraz zahmet edip kafanızı kaldırıp bakarsanız.. insanların ne durumda olduğunu görürsünüz… neyse ya.. siz mutlusunuz biz değiliz.. o kadar
Yorum tarafından serap — Haziran 20, 2013 @ 8:30 pm
Çok şeye sahip olmak değil, az şeye ihtiyaç duymaktır zenginlik. insanların ne durumda olduğunu görüyoruz. Kimileri duruyor, kimileri yol alıyor.
Yorum tarafından nnnnnk — Haziran 22, 2013 @ 8:30 am
siz sahip olmaktan bahsediyorsunuz.. oysa ben insanların asgari ihtiyaçlarını karşılayabilcekleri.. sağlık, eğitim, tamamen sosyal haklardan bahsediyorum.. yoksa kata, yata, bir arabaya daha SAHİP olmaktan değil.. zihniyet farklı işte.. kimlerin yol aldığı, zengin olduğu ortada gerçekten.. bu kadar mı günahsızlar.. hiç mi eleştrilecek tarafları yok sizi temsil eden iktidarın.. az şeye ihtiyaç duymak zenginliktir derken.. bu insanlar nasıl bu kadar zengin olabiliyor..hem mantıken hem de manevi anlamda bunu sorgulamaktan sizi alıkoyan nedir.. ben CHP’ye oy vermiş biri olarak, eleştiriyorum ve liderinin de istifa etmesi gerektiğini söylüyorum..ve bunu diyen tek kişi de değilim.. ama sız sanki kula kulluk edercesine onların günahlarını kapatıp ortak olmayı seçiyorsunuz.. ÇOK LAF YALANSIZ, ÇOK MAL HARAMSIZ OLMAZMIŞ.. bu kadar dindar birisi olarak hiç mi vicdanını sorgulayıp.. ya bu ah edenlerden, bana karşı gelenlerden birisinin Allah nezdinde haklı olabileceğini düşünüp ben ne yapıyorum demez mi insan.. bu kadar mı hırs, iktidar bürür insanın gözünü..
Yorum tarafından serap — Haziran 24, 2013 @ 12:10 pm
Farkındamısınız; ne çok sanıyorsunuz, ne çok yanılıyorsunuz… Siz hep sanarak mı yaşıyorsunuz? Zihniyet gerçekten farklı… Yatım katım filan yok, sizden daha çok varlığa sahip değilim. İhtiyaçlarımın daha az olduğu aşikar ama. Sizden zenginim, bu doğru.
Eleştiri bir kişi, eser ya da konuyu doğru ve yanlışlarını göstererek anlatmaktır. Hakaret etmek, iftira atmak, yok saymak, inkar etmek, eleştirmek olmuyor. Eleştirmeyi öğrenin.
Hükümet sağlık ve eğitim ve sosyal politika alanlarında on yılda çığır açmıştır. Sizin için bunlar yok hükmündedir ama yazıyı sadece siz okumadığınız için bir kaçını paylaşıyorum;
Sağlık;
-18 yaş altı tüm çocuklar genel sağlık güvencesi kapsamına alınmıştır.
– Hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan 3 milyon insanımız Genel sağlık güvencesi kapsamına alındı.
– 554’ü hastane, 1.467’si birinci kademe sağlık kurumu olmak üzere 2.021 yeni sağlık tesisi açılmıştır.
-Ülkenin sağlık harcamaları 8 kat artmıştır.
-2002’de 618 olan ambulans sayısı, 2.766’ya; 481 olan acil müdahale istasyon sayısını 1.710’a çıkartılmıştır. Daha önce envanterde olmayan 224 paletli ambulans, 18 helikopter, 2 uçak ambulans ile 4 deniz ambulansı hizmete sunulmuştur.
-Yüzde 70’ten fazla engelli olanların ve 65 yaş aylığı alan 85 yaş üstündeki vatandaşların maaşları evlerinde ödeniyor.
– vs….
Eğitim
– Beğenmediğiniz AK Parti, 2002’de 7,5 milyar TL olan Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini, 34 milyar TL’ye çıkardı.
-Okulların yüzde 97si yüksek hızda internet erişimine kavuştu.
-2002 yılından sonra okullara 750 bin bilgisayar tahsis edildi.
-2002 yılında 494 milyon TL olan YURTKUR bütçesi, bugün yaklaşık 3,5 milyar TL.
-2003-2012 yılları arasında 170.000 yeni derslik yapıldı.
-FatihProjesikapsamında bugüne kadar öğrencilere ve öğretmenlere yaklaşık 12 bin tablet bilgisayar dağıtıldı. 496 akıllı tahta dersliklere yerleştirildi.
– vs… vs… bu liste yaz yaz bitmiyor. 10 yılın sağlık ve eğitim icraatları 3-5 satırda anlatılamıyor. Dahası biliyormusun; bu hizmetlerden “Her Türk vatandaşı” yararlanabiliyor.
Biz yanlız Allah’a kulluk ederiz. Osman gazi’nin dediği gibi dinsize devlet işi verilmemesini savunuruz. Oturup size bu yazıyı hazırladıysam, Akp ye oy verin diye değil, çok laf olsun diye değil, sırf olaylara “objektif bakabilmeyi” öğrenin diyedir. Kötüye “kötü” derken iyi olana da “iyi” deyebilmeyi öğrenin diyedir.
Allah zenginliği dilediğine ilmi dileyene verirmiş. Kimsenin malı bizi bağlamaz, gözümüz yok hamdolsun. Hesabını veremeyeceğim dünyalıktan Allah’a sığıırım. Aldığım eğitim bana bunu öğretti. Aldığınız eğitim size ettiğiniz hakaretten dolayı özür dilemeyi öğretmedi mi?
Yorum tarafından nnnnnk — Haziran 24, 2013 @ 11:17 pm
Başbakanınız ve belediye başkanınız gibi (M:Gökçek) konuşmaktan, sıralamaktan, onu yaptım,bunu yaptım demekten benim yazdıklarımı ne okumuşsunuz ne de anlayabilmişsiniz.. ya da ben anlatamamışım.. Yaptklarını tabiiki görüyoruz.. ve yapacak da.. babasının hayrına yapmıyor başbakan olduğu için hizmet veriyor.. sağolsun.. haklıdır bundan önceki hükümetler tam da üstüne düşeni yapmamıştır ( onların da kim olduğuna iyice bakmak lazım). pek çok alanda kolaylık sağlamıştır.. ve takdir etmeden geçemeyeceğiz AKP’nin yıllardır sistemli bir şekilde birbirine bağlı olarak çalışmasını. Emin olun bunların hepsini görüyoruz.. nasıl insanların gönlünde taht kurduğunu görüyoruz.. mesela 1 kilo kömüre oy veriyorlar diyorlar.. ben de diyorum ki.. keşki o halkı 1 kilo kömüre muhtaç bırakmasaydınız da olmasaydı.. neyse.. yani yeterince objektif olmaya çalışıyorum.. ama sizin görmediğiniz, görmek istemediklerinizi de görüyoruz.. keşke siz de bizim açımızdan bir bakabilseniz.. bakın yeni kanun çıktı.. yeraltı kaynaklarını gelirinin % 98’i yabancı devlete, % 2’si türkiyeye bu bir tanesi.. rahatsız olunan bir sürü şey var.. bi dinleseniz.. kavga etmekten vaz geçip yanyana oturabilmeyi tercih etseniz.. iletişimle herşey çok daha kolay çözülecek..
Ayrıca benim yazılarımda kimseye hakaret yok hangi gözle nasıl görüp de okuyorsunuz bilemiyorum.. eğer farkında değilsem lütfen copy paste yaparak bana gösterirseniz sevinirim.. hakarete kaçan birşey varsa da özür dilerim..
Yorum tarafından serap — Haziran 25, 2013 @ 11:33 am
Ayrıca tarih bu tür ayaklanmalarla, direnişlerle kendine yol çizmiş ve hayat kendini yenilemiştir.. Etki tepki.. hiçbirşey sebepsiz değildir.. bu kadar insan ayaktaysa.. durup bi bakmak.. dinlemek lazım.. yok sayarsan… bir yere kadar.. değişim kaçınılmazdır.. Ben halkım.. yok saydığı % 50’nin içindeyim ve başbakanımın beni dinlemesin istiyorum.. çok şey mi istiyorum.. yok mu hakkım.. biz siz diye.. onlar bunlar diye insanları ayırıp, ayrıştıracağına biraz daha sevecen olmaya çalışsın.. eğer siz ulaşabiliyorsanız iletirseniz gerçekten çok sevinirim.. nedir bu içindeki öfke, nefret ve sevgisizlik neyse sebebi bilmek isteriz.. “mağrurlanma padişahım senden büyük Allah var” demişler zamanında.. neyse.. daha fazla vaktinizi almayacağım.. ama şu konuda ciddiyim.. başbakana ya da yakınlarına ulaşabilme imkanınız varsa.. bizi dinlemesini ve iletişim kurmasını rica ediyoruz kendilerinden.. elçiye zeval olmazmış.. teşekkürler.. herşey gönlünüze göre olsun arkadaşım.. hoşçakalın
Yorum tarafından serap — Haziran 25, 2013 @ 2:05 pm
Gerek Başbakan’a gerekse çevresindeki siyasilere twitter hesaplarından ulaşabilirsiniz. Benden daha aktif kullanıyorlar sosyal medyayı 🙂
Bana gelince, ülkeyi yönetenlere yakın değilim. Akp teşkilatına üye filan da değilim. Ömr-ü hayatımda ne mitinglerine gittim, nede bir kez olsun parti teşkilatlarına… Siyasetçi filan da değilim. Sizin kadar halkım, halktanım. Akp den zerre miktarınca maddi destek görmüşte değilim. Sadece ve sadece millete liyakatı ile hizmet ettiklerini düşündüğüm için destekliyorum. İnsanlar makarna, kömür yada şahsi menfaatler için değil, inanıp güvendiği için Akp ye oy veriyor inanın….
“Soytarı imam-hatipliler” başlığı için özür dilenmesini talep etmiştim. Şahsımın yada okul arkadaşlarımın bu hakareti hakettiğini düşünmüyorum. Özrünüz için teşekkürler.
Şahsım adına konunun harareti ile sürç-ü lisan etti isem affola…
Yorum tarafından nnnnnk — Haziran 26, 2013 @ 10:22 pm