TEKNİK DİKTATÖR RECEP TAYYİP ERDOĞAN!..

TEKNİK DİKTATÖR RECEP TAYYİP ERDOĞAN!..

Şanslı milletiz vesselam, eskiden bugüne liderlerimize bakıyorum da hepsi spor olaylarına karışmış. Atatürk çocukken tarlada karga kovalar, gençliğinde de kürek çekerdi, İnönü çivileme atlardı, hatta çivileme atlayacağı gün dünya yerinden oynasa basın onun fotoğrafını çekmeye giderdi, Adnan Menderes çiftliğinde koşturur, kaçan hayvanları kovalayıp yakalardı, Demirel Çoban Sülü diye anılır, Fikret Kızılok’un deyimiyle koyun-kuzu otlatırdı, Tansu Çiller’in jimnastik yaptığını sanıyorum, iyi kıvırtırdı, Turgut Özal yatlarda iyi güneşlenir, paytak paytak yürüyerek, şortuyla asker selamlar, hem demokrasiyi getirir hem de askere sporu aşılardı, son olarak da AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan var, o da futbol oynardı…

Geçen gün onun yaşamını göstermişler TV’de, söyleşide lisedeyken Lefter’i seyrettiğini söylemiş. Oysa tarihe baktığımızda Lefter futbolu bıraktığında Erdoğan 10 yaşında olmalı, Erdoğan 54 doğumlu, Lefter de 64 yılında futbolu bırakıyor. Neyse, bu kadar palavra zaten kadı kızında da olur. Gezi olaylarında da 11 yılda kaç ağaç diktiğini söylemişti de, ağaçlar coğrafyamıza yetmemişti. Hatta başka bir hesapla günde 650 binden fazla ağaç dikmesi gerekiyordu.

Bugünkü Erdoğan’ı tanıdıkça gözümün önüne futbolcu Erdoğan’ı getiriyorum da işin içinden çıkamıyorum. Mesela takımın sol kanadına hiç pas vermemiştir Erdoğan, adamda sol hastalığı var. Aynı takımdaki, sol bek, sol haf ve sol açık büyük olasılıkla Erdoğan’ın adını bile öğrenememişlerdir yıllarca.

Futbolcular genellikle jübile yaptıktan sonra ya teknik direktör yada yorumcu oluyorlar. Erdoğan da esasında aynı işi seçti, AKP’nin teknik diktatörü oldu. Dünyada her şey artık ekip işi, kimse tek başına bişey yapamıyor, tek başına yapılsa Amerika Ronald Reagan yada Bush’ları başkan mı seçer, bir ekip var, dünyaya nasıl hükmedileceğine onlar karar veriyor, bunlar sadece açıklama yapıyorlar.

Erdoğan da futboldan gelme alışkanlıkla bu işi siyasette de yapıyor. Erdoğan AKP’nin teknik diktatörü, etrafında bazı kimseler olduğuna bakmayın, onların hepsi teknik dekoratör. A yerine B’nin olması onun için fark etmiyor.

Teknik diktatör olmak kolay değil, futbolda disiplini görmüş ya, takımı hazırlayan kişinin otoriter olmasını gerektiğini öğrenmiş ya, o da totaliter bir teknik diktatör olmaya karar vermiş.

Çevresi de çok ilginç, onlar da birer küçük diktatörler. Birisi Amerika’da yaşıyor, o ağlayarak sözünü dinleten diktatör, Erdoğan onu görünce dayanamıyor, bigün gelir de başına bela olur diye ödü patlıyor.

Diğer teknik diktatör şimdi Çankaya’da, onu da Çankaya’ya çıkmadan önce siyaset sahasında, masa altından kendisine çok uyarı tekmesi attığından gönderdi, çok faüllü oynuyordu Erdoğan’a göre. Şimdi ne mi yapıyor, uysa da imzaladım, uymasa da başkanı olarak duruyor orada.

Bülent Arınç da bir teknik diktatör esasında, o ağlayan teknik diktatörün hınk deyicisi olarak durup, AKP’de yapılan kimi şeyleri eleştiriyor ama siyasetçiler eleştirdiklerinin esasında AKP içindeki diktatörler savaşından çıktığını ve karşı çıkarmış gibi yaptıklarını biliyorlar. Çünkü karşı çıktığı şeyler onların emrindeki yavru diktatör dekoratörleri olan polis, savcı ve hakimler.

Yazının başında da dediğim gibi Türkiye’yi hep sportif liderler idare etti, bu akşam 2020 Olimpiyatlarına aday olarak katılmamız da bundan zaten. Neyse, Erdoğan boş zamanlarında da TV’lerde korumculuk yapıyor, onu da yarın yazacağım.