BABAN KOT ALAMADIĞI İÇİN Mİ BÖYLE OLDUN MUHSİN KIZILKAYA!..
Seyretmek istemiyorum televizyonlardaki açık oturumları. Onlar da aynı Başzübük Erdoğan’ın Kürt açılımmayalımı gibi, ne uzuyor ne de kısalıyor. Aynı insanlar, her hafta çıkıp aynı konuları söyleyip duruyorlar. Sırf bu yüzden evde kendime çalışma odası yaptım, eskisi gibi televizyonsuz yaşamak için ama olmuyor, işim gereği dinlemek zorunda kalıyorum.
Dün gece de aynısı oldu, konu Lice olunca dinlemek istedim. Konuşmacılardan biri Fethullahtan dönme Erdoğan’cı, diğer ikisi de Erdoğancı, biri ulusalcı, diğeri Fethullahçı, biri de Kürt Erdoğancı, biri de liberal solcu… Konu Lice, Kürt sorunu, Kürt açılımmayalımı ama aralarında bunlara yanıt verecek kimse yok.
“Kaçırma olayını HDP çözmeli…”
“Hayır BDP çözmeli…”
“Olur mu canım, kaçıran PKK, onlar çözmeli…”
“Yanılıyorsunuz, bu partiler değil, Apo konuşursa çözülür…”
Kimsenin ağzından “Erdoğan” sözcüğü çıkmıyor, sanki adam bostan korkuluğu, onu oraya para kazansın diye dikmişler. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aynı terane. BDP-HDP kimi destekleyecek. Tabii canım, biz bu partileri muhaliflerimizi desteklemek için kurduk; görücü usulünün bile bir raconu var leyn, hiç olmazsa annen yada baban beğeniyor.
Neyse, hepsi çok akıllı ya, konuşuyorlar, meydan boş nasıl olsa. Hepsi efendi Geziyi seviyor, muhalefetsiz Geziyi. Tam izlemeye başladığımda Muhsin Kızılkaya konuşuyordu. PKK’nin dağa çocuk kaçırma konusuna çözüm getiriyordu, bunun için nedenleri sıralayacak ama ben sanırım ilk nedende delirdim: “Babası çocuğa o hafta KOT pantolon almamıştır, o da dağa çıkmıştır…”
Sana bişey diyeyim mi Muhsin Kızılkaya, bu kadar saçmalığı Erdoğan bile yapmazdı, hatta Yıldırım Akbulut bile. Yapsa yapsa Tansu Çiller yapabilirdi, Turgut Özal yapabilirdi, çünkü o bunu espri sanırdı.
O programa çıkmak için büyük olasılıkla para alıyorsun Kızılkaya –ki alman gerekiyor, bir emek harcıyorsun- ama senin emekten anladığın bu mu, “Ne söylersem söyleyeyim, ben aldığım paraya bakarım…” mantığı mı?
Sana baban neler almadı Kızılkaya, çocukken cicozların mı olmadı, spor ayakkabın mı yoktu, gerçekten baban sana ne almadı da bu hale geldin…
Sev yada sevme, Kürt sorununu bu noktaya getiren PKK için söyleyecek başka lafın mı kalmadı yoksa. Uğur Kaymaz kotu olmadığı için mi delik deşik edildi, 18’inden küçük çocuklar kaçakçılığa giderken kot almaya mı gidiyorlardı. Yoksa onlara sipariş mi vermiştin. Muhalefetin de bir nedeni olur be kardeşim, bu kadarına utanmazlık diyorum ama az gelir diye demiyorum, bu utanmazlık bile değil artık Kızılkaya…
Bir Cevap Yazın