ERDOĞAN’IN ŞERİATÇI AÇIKLAMASI!..
Neden bir insan cumhurbaşkanı olmak ister, bunca yıldır siyasetin içindeyim ama hiç düşünmemiştim. Düşünmedim çünkü bana göre cumhurbaşkanlığı siyasetin doruk noktası değil, tam tersine bittiği yerdir. İstediğiniz kadar 12 Eylül darbesinin faşist anayasasıyla idare edilin, o faşist anayasa Kenan Evren için bolca hak tanımış olsun, meclis yasası yürürlükteyken eşinizle ancak Çankaya Köşkü’nün bahçesinde ama elele ama gözgöze, Aziz Nesin’in öyküsündeki gibi “Peki, biz bu bohu niye yedik!..” diye dolanır durursunuz.
Erdoğan’ın yaşamı daha çok havaalanlarında geçtiğinden, yine bir yurt dışı çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada “ Bölgedeki terör örgütlerine karşı hassasiyetlerimiz devam ediyor. Gerek yabancı savaşçılar, gerek terör örgütü mensuplarıyla ilgili çalışmalarda müffetiklerimizle dayanışmamız devam edecek…” demiş.
Bu ülke siyasetinden iyice sıtkım sıyrıldığından dolayı neredeyse 10 gündür haberleri bile izlemediğimden bu açıklamasıyla ilgili uzmanlarımız bir açıklama yaptı mı bilmiyorum ama bana yazılı olarak denk gelmedi. Bu açıklama Türkiye anayasasına göre kişiyi cumhurbaşkanlığından indirecek bir açıklama.
Bunu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın rakibi olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun pozisyonuyla açıklayayım isterseniz. İhsanoğlu yıllarca İslam İşbirliği Teşkilatı’nın genel sekreterliğini yaptı. Yaptı ama bunu Türkiye adına değil, kişi olarak yaptı yada yapabildi, çünkü Türkiye anayasasına göre şeriatı savunan bir teşkilata Türkiye’nin devlet olarak üye olma olasılığı yok. O yüzden biz o konferanslara daha çok izleyici yada benzer sıfatlarla katıldık.
Anlayacağınız, sözüm ona laik Türkiye’de devlet yada parti olarak şeriatı şiar edinemezsiniz. Kişi olarak şeriatı savunabilir, ancak bunu devlet işleyişi anlamında kullanamazsınız. Bunun bikaç nedeni var ama bence en önemlisi laik ve demokrasiyle yönetildiği iddia edilen ülkelerde devletin dini olmaz. Oysa İslamiyet bir devlet dinidir, Kur’an anayasadır. Türkiye’deki dincilerin en büyük sıkıntısı da budur.
Erdoğan ve arkadaşları dindar değil dincidir, ülkenin şeriatla yönetilmesini isterler ve bunu da defalarca açıkladılar. İşte Erdoğan’ın bu konuşmasında söylediği “Yabancı savaşçılar” sözcükleri esasında anayasaya aykırıdır ve cumhurbaşkanı olarak suç işlemiştir. Erdoğan bu konuşmayı IŞİD’e karşı yapılan koalisyona imza atılmamasının nedeni sorulduğunda yanıtlıyor. Yani bitakım ülkeler şeriat devletini savunan yada kurduğunu iddia eden IŞİD’e karşı savaş açmışken, onları terörist ilan etmişken, Erdoğan buraya imza attırmıyor ve onları “Yabancı savaşçılar” olarak ilan ediyor.
Erdoğan kendisini ister cumhurbaşkanı, ister yarı başkan yada ister başkan zannetsin, hatta padişah da zannetsin ama bu anayasa varken bu açıklamayı devlet adına yapamaz. Bu bir anayasal suçtur ve Erdoğan hakkında soruşturma açılmalıdır.
IŞİD’in elinde rehineler olması bu açıklamayı yapması için kurtarıcı bir neden olamaz. Dünyada hiçbir ülke yada devlet rehinelere göre yönetilemez. Rehineler dolayısıyla savaşa girmeyebilirsiniz ama onları savunan açıklama farklı bir olaydır. O zaman akla şu geliyor ki –bana göre hem öyle hem de daha büyük bir suç- Erdoğan rehineler için bişey yapmıyor, onlar olduğu sürece o koalisyona imza atmama şansını elinde tutuyor. İşte % 50’nin oy verdiği sanıldığı AKP ve o mantık Türkiye’yi böyle yönetiyor.
IŞİD bir gün bizden de kelle kesmeye başlarsa, işte o zaman bu seçmen yukarıda yazdığım gibi “Peki, biz bu bohu niye yedik!..” diye ya evinde yada Çankaya dolaylarında dolaşmaya başlayacaktır.
Bir Cevap Yazın