WHY RECEIPT TİE YEP AIR DO GUN WHY?..
Ben bunu biliyordum da kimseye söyleyemiyordum, sonunda Erdoğan beni kurtardı da rahatladım. Ben Amerika’nın bizimle ilgisi olduğunu 1970’li yıllarda Mario Puzo’nun “Godpeder” kitabını okuduğumda anladım. Esasında bu kitaptan önce sezinliyordum, ilkokulda başlamıştım İngilizce öğrenmeye ve kafamda soru işaretleri oluşmuştu. İngilizlere göre Ali brotherımdı, bana göre de biraderim, babam da onlara göre fatherım bana göre de pederim. Osmanlıca dönemine dönersek esasında motherım maderim, sisterım da sisterimdi zaten. Sadece onla kalsa iyi, öztürkçeleştiğimizden artık kullanmıyoruz ama Osmanlıcaya Farsçadan geçen dohtar da onlarda da daughter değil mi?
Sonra yaşım ilerledi, baktım ki Amerika Arap yani Müslüman ülkelerle çok ilgileniyor. Bunun bir nedeni olmalıydı diye düşündüm, bu sadece petrol olamazdı, bu kadar mı para bürümüştü Amerikalıların gözünü! Oysa bunu Air do gun geçen gün açıkladı, aralarındaki kan bağıydı onları bu kerte yaklaştıran.
Sonra aradan yıllar geçti, başımıza Recep Tayyip Erdoğan geldi, onun Amerikayla bağlantısını kurmaya çalıştım. Önce isminin Amerikancayla bir bağlantısı olmalı diye düşündüm ve buldum. Recep receipt’ten geliyordu, 2 anlamı vardı ve ikisi de cuk oturuyordu. Reçete demekti, zaten kendisi de dünyanın reçetesini yazmakta. Diğer anlamı da makbuz mukabilinde demek, yani götürdüklerim makbuz mukabilindedir, bişey yapamazsınız anlamında… Sonra Tayyip’i inceledim, o da şeriat gelene kadar mecburen kullandığı bişey, yani gravata evet ama şimdilik anlamında. Erdoğan’da zorlandım esasında ama çakı taşıdığını anımsayınca hava silah kokuyor diye düşündüm. İşte kendisinin NAM’ı yürürken Name’ı da bu olmuştu.
Sadece kendisi olsa iyi, hani paraları yok etmek için konuştuğu oğlunun adı da Amerikan atalarımızdan geliyordu. Bilal esasında BİLL AL’dı, yani hesabı o alacaktı. Burak da BARRACK’tan geliyordu, kışla anlamındaydı, Taksim’e kışla yaptırma isteğini biz hep yanlış anladık, kökenlerimizi unuttuk.
Esasında RECEIPT TİE YEP AIR DO GUN herşeyi uygun yapıyordu. Bir söylentiye göre eşi Emine’nin kökeni Amerikalı madencilere kadar uzanıyordu, büyük büyük haminnelerinden birinin adı A MINE’dı, ilk madeni bulduklarında doğan kızlarına bu adı vermişlerdi, bir madendi kızın adı, yıllar sonra Emine doğduğunda kökenlerini araştırdılar ve okunuşu gibi yapıp kızın adını E Mine koydular.
Sümeyye dünyaya geldiğinde hiç zorlanmadılar, o da evin son çocuğuydu zaten SUM EYE yani gözbebeği diyecekken 1178 yılından beri İngilizce konuşmadıklarından olacak göztoplamı diye bir isim çıktı ortaya ama o da işin hakkını verdi yapılan bütün işlerin toplamına göz kulak oluverdi. Esra ise ailenin esrarengiz kızı, o yüzden onun adı Amerikancadan gelmiyor.
Yapacak bişey yok, herkes itiraz edince RECEIPT TİE YEP AIR DO GUN çok kızdı ve Age dad’ımıza inanmadığımızı söyledi. Oysa ben babamın yaşına inanıyordum ama sanırım o burada başka bişey demek istedi. Ancak burada bir karışıklık vardı, RECEIPT TİE YEP AIR DO GUN Müslümanlıkla yani islamla devletleri karıştırdı. Önce bir Müslümanın bunu yapabileceğine inanmıyorlar deyip, sonra bir milletin yapabileceğine de inanmıyorlar dedi ve işin içine Age dad’ımızı karıştırdı. Kusura bakma ama bilim ve irfan sahibi RECEIPT TİE YEP AIR DO GUN insanların Age’dadları dinle bağlantılı değildir. İnsanların Age dad’ları dinden önce de vardı, sonra da devam edecek.
Ancak dün bişey öğrendim, gülmece sadece benim pederim gibi düşündürmek için değil, ülkeyi rezil etmek için de yapılıyormuş. Bunu da bize öğrettin ya RECEIPT TİE YEP AIR DO GUN, sana ne söylesem azdır. Bence sen you can anca go…
Bir Cevap Yazın