DARBELERDEN DARBE BEĞEN VE ALİ İSMAİL KORKMAZ DAVASI…
Günlük konuşmalarında bu kadar darbe konuşulan başka bir ülke olduğunu sanmıyorum. Darbeyle tanıştığımda 3 yaşındaydım, bisüre sonra babam içeri alınmıştı. Tarih derslerine başladığımda darbenin ders olarak okutulduğunu öğrendim. Darbe Adnan Menderes’e karşı yapılmıştı, yerine onun görüşlerini savunan Süleyman Demirel geldi. Halk 27 Mayıs darbesini savunmuş ama seçimlerde Demirel’i seçmişti. Esasında aynıyla paralel giden bir halk var karşımızda. Aydınların bir kısmı da 27 Mayıs’ı darbe yerine demokratik hareket olarak değerlendirmişti. Halk da onlara uyarak “Madem darbeyle demokrasi geldi ben de oyumu aynısına veririm…” dedi.
Tam okullarda iyi darbeyi öğrenirken 12 Mart darbesini yaşadık. Edebiyat öğretmenimiz vardı Gültekin Tarı adında. Sağlam kemalistti, 27 Mayıs darbesini seviyordu, toz konduramazdınız. 12 Mart darbesi olduğunda babam yine içeri alındı, Gültekin Tarı derse girdi ve hapistekilerin hepsini asmak gerektiğini söyledi. Yani bu darbeyi de sevmişti, yapacak bişey yoktu, darbekolik olmuştu halk.
Esasında 12 Mart darbesinden önce 9 Mart darbesi olsaydı, onu da sevecekti Tarı. Ne de olsa o darbeyi Kemalist İlhan Selçuk yapacaktı, Muhsin Batur yine darbenin komutanı olacaktı, anlayacağınız Muhsin Batur yada Gültekin Tarı için darbenin çeşidi önemli değildi, yeter ki darbe olsundu. Darbe girişiminden içeri girmesi gereken Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur başka darbenin mimarı oldu.
CHP 12 Mart darbesine 3 başbakan verdi. Halkımız yine aynısını yaptı, 12 Mart darbesini alkışlarken darbeye karşı olduğunu söyleyen Bülent Ecevit’e oy verdi. Oysa darbeye 3 başbakan veren kadrolar yerli yerinde duruyordu. Darbenin yapıldığı sene sonunda okumaya İngiltere’ye gittiğimden 12 Mart darbesinin tarih derslerine girip girmediğini bilmiyorum ama İngiltere’de tarih dersinde darbe okumadım, bu yanım hep eksik kaldı.
Ve arkasından bildiğimiz gibi 12 Eylül darbesi yapıldı, yine halkımız alkışladı, darbeciye oyunu verdi. Kenan Evren öyle bir Atatürkçü, öylesine Kemalist oldu ki, Mustafa Kemal sağ olaydı, görür görmez, dinler dinlemez intihar ederdi. Her yanımız “Atatürk 100 yaşında” afişleriyle doldu, saklambaç oynayan çocuklar “Önüm, arkam, sağım, yine sağım” demeye başladılar. Sol yasaklandı, Kürt olmak öcü olmakla eşdeğer tutuldu. Derken darbenin başbakan yardımcısı Turgut Özal demokrasi adına parti kurdu ve darbeci olmasına karşın başbakan seçildi.
Ve sivil darbe girişimi Turgut Özal’la başlamış oldu. Derken son sivil darbeci Recep Tayyip Erdoğan başbakan seçildi. Erdoğan sivil darbesini pekiştirirken Fethullah Gülen’den yardım isteyerek kendisine karşı darbe yapmak isteyen asker ve sivilleri içeri attı. Darbe girişimi vardı ama davayı o kadar laçka duruma getirdiler ki sonunda kendileri de inanmamaya başladılar.
Derken darbe çok içimize işlediğinden sivil darbeci Erdoğan, askeri darbecileri çaktırmadan affederek Gülen hareketini darbeci olmakla suçlayarak saldırmaya başladı. Anlayacağınız herkesin darbesi kendisine göreydi.
Darbe mantığı içimize işlemişti ama herkes hepsine darbe demiyordu, herkesin kendisine göre darbesi vardı. Yapılan darbede hapse girmeyenlere göre o darbe darbe değildi. Kemalistler 27 Mayıs’a darbe demezken, Nazlı Ilıcak gibileri 12 Mart’a darbe demediler. Gülen 12 Eylül’e methiyeler düzdü, MHP darbe öncesi tam sayfa ilanlar verdi darbe yapılması için.
Bütün bunları neden anlattım? Gezi olaylarında öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın duruşması vardı dün. Hakkında müebbet hapis cezası istenen sanık polis Mevlüt Saldoğan savunmasında “‘Bu ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı ve İçişleri Bakanı ‘Gezi Parkı bir darbedir’ diyor. Eğer bu darbeyse ben darbenin bastırılmasında görev aldım. Beraatimi talep ediyorum…” dedi. Ben bu ülkeden beraatimi istesem bir işe yarar mı, çok merak ediyorum.
slm ismim harun gaygusuz hollanda da yasiyorum muhafazakar alede yetistim rahmetli babanizi hep din dusmani olarak bizlere ogretildi ama isin ozu oyle degilmis sizi matamatik koyu ile tanidim hep dogrulari yazinki bizlerde ogrenelim saygilar
Yorum tarafından harun gaygusuz — Aralık 25, 2014 @ 1:24 am