BANA NE ÖLÜMCÜL HASTA TUTSAKLARDAN YETER Kİ DENİZ SEKİ!..
Kaç gündür, sivil toplum örgütlerine, insan hakları derneğine ve şubelerine, sosyalist parti yöneticilerine bakıyorum da ağız birliği etmişçesine hapishanelerdeki ölümcül hastalardan bahsediyorlar. Başka işiniz gücünüz yok mu sizin kardeşim, adı üstünde, ölümcül hastalığa yakalanmış, dışarı salsan sanki kurtulacak. Ha içeride ölmüş, ha dışarıda, ne farkedecek ki? Takmışlar kafaya “İlle de serbest kalsınlar…” diye…
Sanki onların hastalığı ülkecek gururumuz, medarı iftiharımız Deniz Seki’nin ki gibi önemli yada kurtulacakmış gibi. Hem Deniz Seki onlar gibi içeride hastalanmadı ki, o dışarıda hastalandı. Bu iş böyle, yeni kural bu, içerde hastalandıysan ya içerde iyileşirsin yada içerde ölürsün.
Ayrıca onlar Erdoğan ve yandaşlarının dediği gibi teröristlerkine, Deniz Seki gibi tröstist değiller ki?.. Hem Deniz Seki bu noktaya seke seke geldi, gazetecilik dönemimden bilirim nasıl seke seke geldiklerini, özel helikopterlerle yada uçakla giderler zanat icra etmeye… Öyle küçümsemeyin helikopter yada uçak olayını. Bikerem onu alacak paran olacak, o paranın olması için çok çalışcen, çok çalışmak dimek, çok yürümek demek, çok yürümek demek, çok ayakkabı demek, çok ayakkabı da çok ayakkabı kutusu demek… Gördünüz mü, bir helikopter alabilmek için kaç sanayi çalışıyor;
- Çok yürüyünce çok çorap alıyon, kumaş sanayi, ambalaj sanayi, ipsiz-sapsız sanayi pardon iplik sanayi çalışcek.
- Sonra çoraplan yürümeycen ya, ayakkabı sanayi olcek, bağcık var, deri var, bali var, çivi var, zehirlisi, zehirsizi, kaymaklısı var ama en önemlisi kutusu var. Kutu neden yapılır, kağıttan, kağıt ağaçtan, o zaman kescen ağacı, Erdoğan ağaç kesmezse nerden bulcek o kutuları bakem.
- Sonram o kutuları atmeycen, atarsan helikopter alaman, evde gizli biyere koycen, hanımın biriktirdiğini, oğlanın çükünü kestirdiğin gün artanları onun içine koycen bikerem. Kutuyu dolduramazsen ne gemicik alabilin ne de helikopter kiralayabilin.
- Zaman gelecek kiralamaktan sıkılcen, o zaman napcen, sınıf atlaycen, sınıf atlamak goley mi, her atlamaya benzemez o, kutuları o kutulara bakanlara vercen ve kasa alcen. Hadi bakalım, demir sanayi, döküm sanayi de çalışcek mi sana?
Sen napcen, evde kutusu olana, kasası olana kızcen, adam çocuğunu okutamıyor ve ABD’ye gönderiyo diye kıskancen, “Ben de dilimi öğrenmek isterim…” diye anadilinde değil de Türkçe bağrıcen, eylem yapcen, sonra da işkenceden hastelendim diyip dışarı çıkmağa çalışcen.
Sen Deniz Seki gibi ülkemizin kalkınması için birine helikopter aldırttın mı, gemicik aldırttın mı, ülkene katkın ne ki len. Sen hiç gasteci Abdülkadir Selvi gibi borazan oldun mu, yani dimem o ki çaldın mı?
Hem sizden çok içerde, hangınızla başa çıkcez leyn, baksana 2000 ila 2010 yılları arasında 913 tutsak ölmüş. Dışarı çıkceniz de millete hastalık mı yayceniz. Hem siz Molotof kokteyli atıyonuz, Deniz Seki gibi içmiyonuz ki!..
Ayrıca siz dimokrasimi ne kokluyonuz Deniz Seki gibi ülkeyi irahatsız etmeycek bişey koklamıyonuz ki bikerem. Başka işiniz yok mu leyn sizin, hem belkim Deniz Seki 10 gün içeri girdi diyenen ilerde başbakan olur, kıskanmasanıza leyn, bırakın kıskancekse de Tansu Çiller kıskansın. Geçmiş olsun Deniz Seki, kışt kist, kışt kist…
Bu satırları yazdığım sırada ceza ve tutukevlerinde 620 hasta tutsak var…
Bir Cevap Yazın