Ahmet Nesin's Blog

Mayıs 25, 2016

KILIÇDAROĞLU DERİN DEVLETE HİZMET EDİYOR…

Filed under: Uncategorized — ahmetnesin @ 7:01 am

KILIÇDAROĞLU DERİN DEVLETE HİZMET EDİYOR…

Uzun zamandır yazı yazmıyordum, içimden gelmiyordu, bu kadar pisliğin ve çelişkinin yaşandığı bir ortamda elim gitmedi, beynim izin vermedi. Oysa kimi başlıklar belirlemiş, bunları da sizinle paylaşmıştım. Arka arkaya gittiğim İzmir, Van, Erzurum, Malatya ve Diyarbakır fuarlarında çok ciddi tepki ve eleştiriler aldım. Haklılardı, yazıya küsmek olmazdı ve bugün tekrar başladım yazmaya.

Dün CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla ilgili 2-3 tweet attım ve yakınlarımdan bile tepki aldım. En ağırıma giden de “Gücün ona mı yetiyor?..” oldu. Oysa benim kadar AKP ve başındakilere ağır yazı yazan kaç kişi vardır, bilmiyorum. Hatta muhalefet partilerini fazla eleştirmekten yana da değilimdir, hedefin daha çok iktidar olduğuna inanırım.

Ancak son zamanlarda CHP muhalefetten çok iktidar partisi gibi davranmaya başladı. Bunun aklımda kalan ilk örneği cumhurbaşkanlığı seçimleridir. Seçimde HDP kendilerine bir öneri götürdü, Rıza Türmen’in aday yapılması durumunda aday olmayacaklarını söylediler. Rıza Türmen seçilir miydi bilmiyorum ama en azından Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçilmesini önlerdi. Bu da Erdoğan’ın biraz da olsa kendisine çeki düzen vermesini sağlardı.

CHP yada Kılıçdaroğlu, HDP’yi dinlememek adına kendi oluşumuna hiç yakışmayacak birini, bir şeriatçıyı aday olarak gösterdi. Ekmeleddin İhsanoğlu anayasaya aykırı bir kurumun başında yıllarca kalan biridir. Durum öyle komiktir ki, Türkiye anayasaya aykırı olduğu için, şeraitçi bir kurum olduğu için İslam Birliği Konferansı’na üye olamıyor ama 10 yıldır sekreterlik ediyordu.

Kılıçdaroğlu kendi partisindeki demokrat bir adayı göstermek yerine Erdoğan’a nazire yapar gibi daha şeriatçı birini aday göstererek ucundan acık dine yakınlaşmış, daha doğrusu dincilerin oyunu almaya çalışmış bir demokrattır. Tabi bu yaklaşımla ne kadar demokrat olunuyorsa, o da o kadar demokrat…

Hep söylerim demokratlığın kolay olmadığını. Hele ben devlet kurucusuyum diyen CHP için. Onar ülkeyi şirket sandıklarından, bu şirketi elden çıkarmamak için kurucu askerin izinden giderek hep askere yakın olmuş bir parti. Son dokunulmazlık yasası bunun en güzel örneği.

Kılıçdaroğlu’nu anayasaya aykırı olduğunu söylemesine karşın dokunulmazlıkların kaldırılması için oy vermeye iten nedir? Bunun bisürü açıklaması olabilir ama bunu tek açıklayacak Kılıçdaroğlu ve yakınındaki CHP’lilerdir.

Herkesin söylediği “Hep beraber hayır deseydik referandumda bunu halka açıklayamazdık…” mantığını kabul etmek olanaksız. Sen bir parti olarak doğru bildiğin bişeyi, hatta anayasaya aykırı dediğin bişeyi halka açıklayamıyorsan başkanlığı bırakman gerekiyor. Hatta bırak başkanlığı, bence partiyi kapat gitsin. “Bu oylama anayasaya aykırıdır, yapılan suçtur, önce evet diyip sonra anayasa mahkemesine bireysel başvuracağız…” demek için nasıl bir demokrat olunur bunu anlatmak lazım.

Hatta doğru bulmadığın için kendi milletvekillerinin anayasa mahkemesine başvurusunu destekleyip, bunu HDP’yle beraber yapanı partiden atmakla tehdit etmek nasıl bir lahana, umarım biri bana bunu anlatır.

Önceki gün “Ergenekon ve derin devlet beraat ederek AKP, MHP ve CHP’yi tek çatı altında birleştirdi” bir tweet attım ve ulusalcılardan işitmediğim kalmadı. Şimdi bana kızanlara ve Kılıçdaroğlu’na bir soru soruyorum. Eğer hâlâ demokrat olduğunu söylüyorsa buna yanıt verir ve hep beraber eleştiri ve özeleştirimizi yaparız.

Sayın Kılıçdaroğlu, bütün bu oylamalardan önce genelkurmay başkanıyla ne amaçla çay içtiniz, bu çay davetini kim yaptı, bu çay davetinden sonra neden bitürlü anlamadığımız kararları nasıl ve neden verdiniz! Bu çayda konuşulanlar Dolmabahçe toplantısında konuşulanlar gibi ölene kadar sizinle gidecek mi?

 

WordPress.com'da Blog Oluşturun.