Ahmet Nesin's Blog

Nisan 27, 2012

” Sayın Oya Eronat,

Filed under: Uncategorized — ahmetnesin @ 8:53 am

” Sayın Oya Eronat,

Aziz Nesin’in konusmasını okudugunuzu sanmıyorum. Tashih edilmemiş metin http://www.nesinvakfi.org/aziz_nesin_sivas_konusmasi.html sayfasındadır. Tahrik edici tek bir cümle yoktur.

Olsa bile, sordugunuz soru, İnsan Hakları Komisyonu’nun bir üyesi tarafindan yöneltilecek bir soru değildir. Sizin o komisyondaki göreviniz insan hakları ihlallerinin faillerini bulmaktır. Siz Sivas faillerinin avukatı değilsiniz ki tahrik konusuyla ilgilenesiniz.

Ayrıca, babası yanarak olmüş bir kızın duygularıyla oynayarak kendisinden siyasi emellerinize alet edeceğiniz bir cevap ummak, Meclis’in, dolayısıyla milletin size verdiği görevi kötüye kullanmak demektir. O komisyon üyeliği bu amaca hizmet için size verilmemiştir.

Sayın Oya Eronat,

Sivas olaylarının faillerinin Aziz Nesin’in konuşmasını dinlediklerini mi sanıyorsunuz? Gerçekten olayların tahrikten mi kaynaklandığına inanıyorsunuz? Konuşma halka açık değildi, kapalı bir salonda ve davetlilere verilmiştir. Sivas olayının failleri de tahmin edersiniz ki konuşmaya davet edilmemişlerdi.

Bildiğim kadarıyla Cumhuriyet tarihi boyunca ve hatta Osmanlı İmparatorluğu zamanında bile, topraklarımızda bir güç tarafından organize edilmemiş bir ayaklanma ya da linç girişimi olmamıştır. Sivas kıyımını fiilen gerçekleştirenler hiç kuşku yok ki şeriat isteyen cahil ve zavallı bir güruhtu. Onlara düsman olmayı kendime yakıştıramam. Onlardan hesap sormak da benim işim değil.

Ancak bu korkunç katliamı planlayanlardan ve tasarlayanlardan hesap sormak hepimizin görevidir, en başta da o komisyonda bulundugunuza göre sizin görevinizdir!

Bu mektubumun sonunda olaylardan iki gün önce, dolayısıyla Aziz Nesin’in konusmasından da önce Sivas’ta dağıtılan bir metin okuyacaksınız. Bu metin belli ki neyi nasıl ifade edeceğini çok iyi bilen ve hesaplayan biri tarafindan dikkatle kaleme alınmıştır. Alalade bir metin değildir.

Bu metni kim kaleme almıştır? Görevinizi anımsattığım için beni bağışlayın. Zeynep kardeşime sordugunuz münasebetsiz sorunuz karşısında sessiz kalamadım.”

Saygılarımla,

Ali Nesin

Nisan 12, 2012

TURGUT ÖZAL DÖNEMİ SİVİL DARBEDİR NAGEHAN ALÇI!..

Filed under: Uncategorized — ahmetnesin @ 12:35 am

TURGUT ÖZAL DÖNEMİ SİVİL DARBEDİR NAGEHAN ALÇI!..

 

Dün gece otururken sonunda “Mazoşist” olduğuma karar verdim. Gecenin bir yarısı oturmuş Nagehan Alçı’yla Ahmet Kekeç’i izlerken yakaladım kendimi. Nasıl bu kadar cahilane konuşuyorlar anlamıyorum, daha doğrusu bunları TV kanallarına neden çıkartıyorlar anlamadığım o. Çok bilgili iki kişiden biri olan Ahmet Kekeç Suriye konusunu anlatırken “Suriye Osmanlı döneminden bizim eyaletimizdi…” dediğinde bu insanların ne gibi düşleri olduğunu düşündüm.

Meclis darbeleri araştıracakmış, sıra geldi onu tartışmaya. Nagehan Alçı’ya göre sol Muhsin Batur’a solcu diyormuş. Büyük bir olasılıkla Nagehan Alçı bırakın solun Muhsin Batur’u solcu sanmasını Ahmet Altan’ı, Murat Belge’yi, Oral Çalışlar’ı solcu sanıyordur. Çünkü bu yorumu yapan birisi sol’un ne olduğunu bilmiyordur. Nagehan Alçı’ya göre sol Turgut Özal dönemine de sivil darbe diyormuş.

İşte burada haklısın Nagehan Alçı, Turgut Özal dönemi askeri darbenin devamı sivil darbedir. Yazacaklarımı anlayacağını sanmıyorum ama ben yine de neden o dönemin sivil darbe olduğunu anlatmaya çalışayım sana.

Herşeyden önce 12 Eylül darbesinin en önemli gerekçelerinden biri 24 Ocak kararlarıdır. Sana kararları detaylı olarak anlatmayacağım ama bu kararların uygulanması için otoriter bir rejim gerekiyordu, bu kararların uygulanması için grevlerin, boykotların olmaması gerekiyordu. Böylece bu ortam oluşturuldu. 24 Ocak kararlarının mimarı Turgut Özal’dır Nagehan Alçı, yani darbenin baş mimarı odur.

Turgut Özal 12 Eylül faşizminin başbakan yardımcısıdır, bu darbeci olmak için yeterli midir sence? Hâlâ anlamadıysan sana o dönemin bir bilançosunu vereyim:

 

10000 kişi göz altına alındı

1 milyon 683 bin kişi fişlendi.

Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.

7 bin kişi için idam cezası istendi.

517 kişiye idam cezası verildi.

Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asıldı (26 siyasi suçlu, 23 adli suçlu, 1’i Asala militanı).

İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderildi.

71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.

98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı.

388 bin kişiye pasaport verilmedi.

30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.

14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.

30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.

300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi.

937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı.

23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.

3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.

400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.

Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

31 gazeteci cezaevine girdi.

300 gazeteci saldırıya uğradı.

3 gazeteci silahla öldürüldü.

Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.

13 büyük gazete için 303 dava açıldı.

39 ton gazete ve dergi imha edildi.

Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.

144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

14 kişi açlık grevinde öldü.

16 kişi kaçarken vuruldu.

95 kişi çatışmada öldü.

73 kişiye doğal ölüm raporu verildi.

43 kişinin intihar ettiği bildirildi.

 

Turgut Özal bu dönemin sorumlusudur, sadece o dönemin değil, sonrasında da 12 Eylül faşizminin hiçbir yasasını değiştirmeden başbakanlık eden şahıstır. İstedikleri kadar Ahmet Altanlar, Cengiz Çandarlar hatta Çetin Altanlar onu demokrat sansınlar, Turgut Özal’ın 2 kişinin idam edilmesi için başbakan yardımcısı olarak verdiği imza bile tarihten hiç silinmeyecektir. Turgut Özal hükümeti askeri darbenin sivil devamıdır.

Bütün işler bir eşeğin başının altından çıkmış Nagehan Alçı, bunu biliyor muydun? Özal pilot olmak istemiş ama aynı AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın attan düşmesi gibi o da eşekten düşmüş ve bir kolu kısa kalmış. İşte bu eşek yüzünden Özal pilot yerine başımıza başbakan oldu.

Ne şans değil mi, Deniz Gezmişleri idam ettiren Süleyman Demirel Kırat’tan düştü, en çok faili meçhul cinayetlerin işlendiği dönemin başbakanı Tansu Çiller Kırat’tan düştü, 12 Eylül darbesinin mimarı Turgut Özal eşekten düştü, son sivil darbenin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan attan düştü. “Türkiye’de sağ iktidarlar, darbeler, atlar ve eşekler” diye bir kitap mı yazsam ne!..

Nisan 11, 2012

12 EYLÜL DAVASINDA ÖNCE HALK YARGILANMALI…

Filed under: Uncategorized — ahmetnesin @ 7:18 am

12 EYLÜL DAVASINDA ÖNCE HALK YARGILANMALI…

 

12 Eylül faşizmi yargılanıyor diye göbek atmak demokrasiden ne kadar anladığımızı yada demokrasiden ne beklediğimizi çok açık ortaya koyuyor. 12 Eylül davasının diğer darbe davalarından çok önemli bir farkı var, o da 12 darbesinin gerçekleştirilmiş olması ve bunun için kanıta gerek olmadığıdır. Yani bu davada Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’ya “Siz bu darbeyi gerçekleştirdiniz mi?..” diye bir soru sormayacak. O zaman bu davanın bence bitakım önşartları olmalı:

1-      Darbe yapmak bir suç olduğuna göre Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın rütbeleri sökülmeli,

2-      Darbeci oldukları kesinleşen bu 2 eski subayın maaşlarına el konulmalı, ben hâlâ niye darbeciye, arkadaşlarımı öldürtenlere maaş veriyorum ki,

3-      Darbe kurulduktan sonra kurulan hükümet üyeleri yargılanmalı,

4-      Darbe hükümetinin bakanlar kurulunun maaşları kesilmeli,

5-      Darbe sonrası kurulan “Danışma Meclisi” üyelerinin meclisten aldıkları emeklilik maaşları kesilmeli,

6-      “Danışma Meclisi”nde görev alanlar hâlâ milletvekiliyse istifa etmeliler,

7-      Darbeden sonra yargılanan ve idam edilen herkesin ailesine tazminat ödenmeli ve iade-i itibar uygulanmalı,

8-      Darbe dolayısıyla okuma haklarını kaybeden herkese af getirilmeli ve kaybettikleri ekonomik haklar sağlanmalı,

9-      Darbe dolayısıyla vatandaşlıktan atılanların vatandaşlık hakları geri verilmeli,

10-  Darbe girişimini destekleyen herkes (Başta o dönemin MHP’si olmak üzere, Fethullah Gülen, Nazlı Ilıcak gibi kişiler “Darbe tellalığı”ndan yargılanmalı,

11-  Darbeyi yapan 5’li konseyin ve onu destekleyen diğer komutanların maaşları kesilmeli ve yargılanmalı,

12-  Darbe döneminde görev yapan polis-asker-MİT ve doktor işkenceden dolayı meslekten ihraç edilmeli ve yargılanmalı,

13-   “Aydınlar Dilekçesi”ni imzalayan aydınlara “Vatan haini” dediği için Kenan Evren yargılanmalı, tabii o dönem Evren’e dava açmayanlar davacı olamamalı,

14-   Darbe hükümetine bakan olarak Sadık Şide’yi veren Türk-İş yargılanmalı,

15-   Darbeyi destekleyen TÜSİAD yargılanmalı,

16-   Darbe hükümetinin başbakan yardımcısı Turgut Özal’ı Türkiye’nin en demokratik başbakanı olarak lanse eden kasteciler yargılanmalı,

17-   İşkenceciler yargılanmalı,

Daha ne kadar çok şey sayabilirim yada benim usuma gelmeyenleri siz sayabilirsiniz. En önemlisi bugüne değin derin devleti yada gladio’yu destekleyen, para veren ABD yargılanmalı göstermelik de olsa.

Ama bunların ötesinde bişey var sanırım, 12 Eylül anayasasına % 92 oy veren bu halk yargılanmalı. Bugün “12 Eylül yargılansın mı?..” diye bir referandum yapılsa yine % 92 Yargılansın” çıkacağından adım gibi eminim. Evet, 12 Eylül faşizmi silahla geldi ama bu gelişi destekleyen kurumları ve en önemlisi halkı unutarak hiçbir yere varamazsınız. Aynı halk bugün de sivil darbeyi % 50’lerle desteklemiyor mu? Yukarıda saydıklarımın bence çok önemi yok esasında, önce halk yargılanmalı yada en önemlisi kendisini yargılamalı. En azından hakkında “Evrakta sahtekarlık, kalpazanlık” gibi davalar olan birisini parti başkanı seçtirmemeli, onun başbakanlığına itiraz etmeli. Bunlar olmadan bir davadan 2 asker yargılamışsın, sadece kendisini hâlâ solcu, demokrat, sosyalist ve devrimci sanan bugünün sivil darbe yalakası libre-el-al, sorosyalist eşhellektüelleri sevindirirsin. Çünkü % 92’yle Kenan Evren’e “Evet” diyen sen, % 92’yle yargılarken bu sivil darbeye de her an % 92 oy verebilirsin. % 92 + % 92 + % 92, bu artılar umarım size bişey anımsatır.

Older Posts »

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.