TERÖRİST PARTİ BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ!..
Günlerden 23 Şubat 1978, yani yaklaşık 35 yıl geçmiş. Adana’dan Ankara’ya beyaz renkli 01 FE 994 plakalı bir araba yol almakta. Bu arabada silah olduğu polise ihbar ediliyor. Polisler ihbar üzerine Kepekli Boğazı’nda arabayı durdurup arıyorlar. İhbar doğru çıkıyor, saat 16.45’de araba çevriliyor, içinde 4 kişi var, Ali Halaman, Fuat İstanbullu, Ekrem Pazarcı ve Sami Ocak. Bu 4 genç o zamanın MHP Gençlik Kolları üyesi. Arabanın bagajında portakal orda kal sandığının içinden 2 makineli tüfek ve şarjörler çıkıyor.
4 genç verdikleri ifadede silahlardan haberleri olmadıklarını söylüyor. Olay ilginç, çünkü bu gençlerden hiçbiri arabanın sahibi değil. Arabanın sahibi o dönemde Başkent Mali Bilimler Yüksek Okulu öğretim görevlisi Devlet Bahçeli’ye ait. Arabayı arkadaşları Adana’ya gitsin diye vermiş, gençler de arabanın bagajına bavul, çanta gibi şeyler koymadıklarından olacak bagajı açıp da portakal orda kal sandığını ve içindeki Washington portakallarını pardon silahlarını görmemişler. Zaten sandığı da onlara Adana’da Recai Yıldırım vermiş ama onlar takır-tukur yada kart-kurt ses çıkaran sandığa bakma gereği duymamışlar.
Zaten Bahçeli de arabasında silah taşınacağını bilmiyordu, gençlerin ifadeleri de “Adana MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası”na geçti. Gazeteci Uğur Mumcu’nun “Silah Kaçakçılığı ve Terör” adlı kitabına baktığımızda sanıkların Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ruhsatsız silah nakletmekten sanık olduklarını anlıyoruz. Anlayacağınız işin siyasi bir yanı yok. Ancak Bahçeli’nin silahlardan haberi olmadığı için –Ben sanıkların yalancısıyım- ifadesi bile alınmıyor.
Silahlardan arabanın sahibi Devlet Bahçeli’nin haberi yok, arabadaki 4 gencin de haberi yok, öyle olunca Devlet Bahçeli MHP Genel Başkanı oluyor, Ali Halaman ve Recai Yıldırım da MHP Milletvekili seçiliyor. Genel Başkan Yardımcısı da olan Recai Yıldırım cinsel kaseti ortaya çıktıktan sonra istifa etti. Ali Halaman ise halen milletvekili.
MHP lideri Devlet Bahçeli, geçtiğimiz gün yapılan Bursa mitinginde ülkücülerin söylediği “Vur de vuralım, öl de ölelim” sözlerine karşılık “Onun da zamanı gelecek” dedi. Kim için söyledi bu sözü Bahçeli, “Terörist başı” dediği Abdullah Öcalan ve arkadaşları, yoldaşları için.
Öldürmek üzerine siyaset yapan ve bunu açıklayan bir insan ne kadar normal olur bilmiyorum ama zaten insan gibi merhabalaşmak varken bir hayvanı örnek alarak toslaşan insanlardan ne beklenir onu da bilemiyorum. Kimileyin merak etmiyor da değilim, kurt gibi merhabalaşan bu kişiler kurdun sadece selamını mı almışlar acaba, işerken bacaklarını kaldırıyorlar mıdır?
Yada kurt yerine başka hayvanı örnek alsalardı ne olurdu? Diyelim ki pengueni örnek aldılar, mecliste penguen gibi yürüyen 60 küsur milletvekilini getirsenize gözünüzün önüne. Diyelim ki tavşanı örnek aldılar, haberlerde MHP grubunu seyrediyorsunuz, hepsinin elinde birer havuç, Devlet Bahçeli’nin önünden geçerken havuçlarını yüreklerinin üstüne götürerek selam veriyorlar ve ayrılır ayrılmaz kemirerek yaptırdıkları tavşan dişlerini gösteriyorlar.
Yok, onlar kurdu seçmiş, o yüzden birbirlerine “Merhaba” dediklerinde kafalarını birbirlerine vuruyorlar, “Tossssssssss” diye bir ses geliyor, kavga var sanıp döndüğünüzde birbirine kafa vuranların kucaklaştığını görüyorsunuz.
Bunlar kurt seviyorlar ama Kürtten nefret ediyorlar, “Vur de vuralım” en büyük şiarları, zaten arabanın bagajındaki portakal orda kal sandığının içindeki biri otomatik Washington, diğeri da yarı otomatik yafa’da haberleri bilem yok. Zaten Devlet Bahçeli eski ülkücü Mehmet Ali Ağca olayını da, Istanbul Üniversite’sine bomba atanları da, 7 TİP’li genci öldürenleri de, Kemal Türkler’i, Ümit Kaftancıoğlu’nu katledenleri de bilmez, derin devletin Devlet Bahçeli’yle işi olmaz.
Kendi dillerini isteyen, kültürlerini yaşamak için savaş veren Kürtler teröristtir ama arabasında 2 makineli tüfek yakalanan Devlet Bahçeli parti başkanıdır, tüfekleri veren milletvekilidir, arabada yakalanan diğer kişi de 2 dönem milletvekilliği yapmış ama kimi konularda KURT gibi aç olduğundan istifa etmiştir. Onlar terörist değildir, dokunulmazlığı olan kurtlardır, insanı örnek aldıklarında belki barışın önemini anlayacaklar ama benim hiç umudum yok.