Ahmet Nesin's Blog

Ekim 30, 2012

KÜRT SORUNU HANGİ DUAYLA ÇÖZÜLECEK BARANSU…

Filed under: Uncategorized — ahmetnesin @ 9:06 am

KÜRT SORUNU HANGİ DUAYLA ÇÖZÜLECEK BARANSU…

Türkiye’de hangi siyasi çizgiden olursa olsun yada siyasi çizgisi bile olmayan birilerinin söylediği ve anlaştığı tek nokta yada doğru var, o da Kürt sorununun Türkiye’nin birincil ve hemen çözülmesi gereken sorunu olduğudur. Tartışmalar sorunun nasıl çözüleceği üzerine yapılıyor.

Bu tartışmalar bana yıllardır çok ilginç gelir, ben sosyalist partiler dahil olmak üzere Kürt olmayanların “Şöyle yada böyle çözelim…” demelerine karşıyım. Ortada bir sorun var, dil sorunundan kültür sorununa, eğitim sorunundan ekonomik soruna, sosyal yaşamdan sağlık sorununa kadar bir sorunlar yumağı.

Bu sorunların hiçbirini ben yaşamıyorum yada daha net söyleyeyim, Kürt kadar yaşamıyorum.

Kürt benden daha işsiz çünkü aynı oranda sanayi yok,

Kürt benden daha eğitimsiz aynı oranda okulu yok ve anadilinin gramerini bilmiyor ve kendi dilinin gramerini bilmediğinden onun için yabancı dil olan Türkçeyi de benden geç ve kötü öğreniyor,

Kürt kendi dilinde çocuklarına isim koyamazken, benim ismim gibi Arapça isimleri ben çocuklarıma koyabiliyorum,

Kürt sağlık sorununu benden daha ağır ödüyor, yeteri kadar hastanesi yok, yollar ulaşıma bendeki kadar elverişli değil.

Bütün bunları ben daha rahat çözebiliyorum, o çözmek için her yolu denemiş ve şimdi savaşmak zorunda. Savaşa ve insanların ölümüne karşıyım ama Kürt sorununu masa üstüne ancak savaşarak getirmiş.

En basit haliyle durum böyleyken, benim yada başka bir Türkün “Sorununu şöyle çöz, sana bu kadarcık hak veririm…deme hakkım yok. Milliyetçi yada ırkçıysam haklarına karşı çıkabilirim ama karşı çıkarken bile “Niye böyle yapıyorsun, biz kardeşiz…” deme hakkına sahip değilim.

AKP iktidarı “Kürt açılımı” diye bişey başlattı. Ulusalcılar, milliyetçiler hemen karşı çıktılar. Açılımmayalım döneminde Paris’teydim ve ertesi gün karşı çıktığımı yazdım. Oradaki Kürt arkadaşlarım bana ulusalcılara kızdıklarından daha çok kızdılar. Benim tezim çok netti, bir partinin ve hükümetin programında Kürt sorunuyla ilgili bişeyler yoksa bu açılım sadece bir oyalama ve artık oylarından korktuklarından oy çalma taktiğiydi. Dediğim çıktı ve o dönem AKP’ye inanan liberaller dahil hemen hemen herkes kısa bir dönem boşuna umutlandırıldıklarını anladılar.

Dün Taraf Gazetesi’nde Mehmet Baransu’nun yazısını okudum. Son 0 yılı bir futbol maçına benzetmiş ve AKP’nin modern futbol oynadığını, CHP ve MHP’ninse geri kalmış futbol oynadığından hep geride kaldığını yazmış. Ancak AKP “İmrali-PKK-BDP” üçlüsünün çizdiği oyun karşısında bocalamış.

Bu tezinde Baransu sonuna kadar haklı çünkü Erdoğan Kürt sorununu Kürtlersiz çözmek istemişti, kendi Kürt milletvekillerine de “Kürt konusunda demeç vermeyin…” diye çok demokratik bir talimat vermişti.

Derken Baransu Galatasaray’ın Avrupa şampiyonu olduğu dönemden örnek vermiş ve Fatih Terim’in Arif’i oynatıp oynatmama kararı için saatlerce düşündüğünü ve sonunda son maça Arif’le çıkarak “Ve o sabahın akşamı, milletin duası, inanmışlık, kendi oyun anlayışı kupayı Türkiye’ye getirdi…” diye yazmış.

Bugün açlık grevleri ölüm orucuna dönüştü, 49. Gün, sakatlanmalar başladı ve sanırım biz dua etmesini bilmiyoruz. Milletçe dua etmeye başlasaydık bu sorun çoktan çözülürdü. Ben dua bilmiyorum, o yüzden Baransu’un bir dahaki yazısında hangi grup yada kişilerin hangi duaları etmesini önereceğini dört gözle bekliyorum.

Kürt sorunu birinci sorun Baransu, dua çeşitlemelerini bekliyorum. Tek sıkıntım işim gereği seni yazar diye okumamda, bunun da bir duası varsa, rica etsem onu da gönder… Bildiğim tek dua, Fetupanallah yaaaaaaaaaaaaaa…

6 Yorum »

  1. Bunlar biz alevileri böyle eritince kürtleri de ay yöntemle sindireceklerini sandılar.Ama kürtler örgütlenecekler ve zaten onlardan başka örgütlü güç de kalmamış gibi.

    Yorum tarafından Mahir SERTKAYA — Ekim 30, 2012 @ 11:38 am

    • Merhaba,
      Alevi olmadığımdan olacak, Alevilerin asimile edildiklerini söyleyebilmenize şaşırdım doğrusu. Halk müziğimize egemen olan alevi kültürü değil mi?Alevilik yok olursa Türkiye yok olur. Aleviliği mangaldaki köze benzetebiliriz. Belki şimdilik üzeri külle kaplıdır ama külün altındaki cevher her zaman vardır ve har daim var olacaktır.
      Kürt arkadaşlarım umarım kusuruma bakmazlar. Dünyada ve özellikle Ortadoğu’da hiç bir zaman bir Kürt devleti olmamıştır ve olmayacaktır. Med’leri, Urartu’ları ataları saymalarının tarihsel bir kökeni yok. Dünya tarihini yazan kitaplardan aklımda kalan: 1000,2000,3000,4000,5000 yıl önce var olup bugün var olmayan devletlerin var olduğunu görürüz ama geçmişte olmayıp günümüzde olan bir devlet göremeyiz. Yani belki bizim göremeyeceğimiz bir gelecekte bir Hitit, bir Likya, bir Frigya devletleri kurulabilir ama Kürt devleti kurulamaz.

      Yorum tarafından Hasan Bektaş — Ekim 31, 2012 @ 11:37 pm

  2. Merhaba,
    Yazdıklarınızın en az yarısına muhalif yığınla bilgi sunabilirim ama önceliği “ana dil” konusuna vereceğim. Sanırım ana dil ile anne dilini karıştırıyorsunuz. 1000 yıl önce Anadolu’nun doğusunda yaşayan bir Ermeni ile bir Kürt, ana dilleri olan Rumca’yı (eski grekçe) bilmiyorlarsa veya ortak bir dilleri yoksa (örneğin Arapça-farsça) anne dilleri olan Ermenice ve Kürtçe ile anlaşmaları mümkün değildi, ki bugün de böyledir.
    Ana dilde eğitim konusunda yazdıklarınızdan beni en çok şaşırtan beklentiniz : Çoktan milli olmaktan uzaklaşmış eğitim bakanlığımızdan, tek dil üzerinden eğitim vermeyi beceremediği halde iki dilde eğitim vermesini bekliyor olmanızdır. Gerçekçi olmayan talepler sıralaması yapılsa sanırım en başa konulmayı hak eder.
    Hasan Bektaş

    Yorum tarafından Hasan Bektaş — Ekim 30, 2012 @ 11:31 pm

  3. DUADA DİLİN ÖNEMİ VARMI? TÜRKÇE Mİ KÜRTÇE Mİ? YADA…
    SONUÇTA AYNI ALLAH,A DUA EDECEĞİZ. BUNUDA BELİRTSE..

    Yorum tarafından JiyanHayat (@jiyanhayat) — Ekim 31, 2012 @ 9:56 am

  4. bu konuda yeni bir vahiy bekliyorum…ama vahiyin kime geleceğini kestiremedim…(Not..tanrım lütfen Tayyibe gönderme..:))))

    Yorum tarafından Elif Eylül Aybaşoğlu — Ekim 31, 2012 @ 12:18 pm

  5. bunların hepsini ben toplumu kutuplaştırma çabasından başka bir şey olarak görmüyorum.. her zaman milliyetçi görüşün azınlıklara karşı bazı tavırları ve husumetleri olmuştur ama ben bu hükümetinkini bir türlü anlayamıyorum..

    Yorum tarafından melamin — Kasım 8, 2012 @ 9:09 am


RSS feed for comments on this post. TrackBack URI

Elif Eylül Aybaşoğlu için bir cevap yazın Cevabı iptal et

WordPress.com'da ücretsiz bir web sitesi ya da blog oluşturun.