Ahmet Nesin's Blog

Mayıs 6, 2012

SEVGİLİ DENİZ GEZMİŞ!..

Filed under: Uncategorized — ahmetnesin @ 12:29 am

SEVGİLİ DENİZ GEZMİŞ!..

 

Sevgili Deniz,

Kimileyin insanlar bana “Keşke Aziz Nesin yaşasaydı…” diyorlar. Hele bugünlerde Aziz Nesin gibi bir aydına, her zaman dediğim gibi “Öncü aydın”a gereksinim duyuyoruz. Tabii benim için biraz daha farklı, hepsinden öte, kaç yaşında olursam olayım babama gereksinimim var. Ne yalan söyleyeyim kimileyin de “İyi ki bu yaşadığımız dönemi görmedi…” diyorum içimden.

Türkiye’nin bütün geleceğini yazmasına, söylemesine karşın dinci faşizmin bu kadar pratiğe dönüşmüş halini görmesini ve yaşamasını istemezdim.

Aziz Nesin için sadece “Yaşasaydı” demiyorlar, bir de neler yapacağına ve yazacağına karar veriyorlar yada iktidarın ona neler yapacağını söylüyorlar. Hele “Aziz Nesin yaşasaydı şimdi Ergenekondan Silivri’de yatıyordu…” demiyorlar mı, işte tam burada deli oluyorum. Bugüne kadar bütün darbecilerin hapse atmak için kuyruğa girdiği Aziz Nesin darbeci ve derin devletin adamlarıyla beraber hapis yatacakmış.

Bu halk insanını tanımıyor henüz sevgili Deniz. Yada tanıyor da Aziz Nesin’in yazdığı Zübüklüğü yapıyor biraz. Çünkü onlara göre Aziz Nesin yaşasaydı ve Ergenekondan hapse girseydi kendilerinin haklı oldukları ortaya çıkacaktı gibi bir duyguyu yaymaya çalışıyorlar.

Bunları yazmamın nedeni yıllardır aynı şeyleri senin için yada Sinanlar, Mahirler, Ulaşlar, Hüseyinler için de söylüyor olmaları. Değişik değişik grupların posterlerinizi yapmaları, hakketmedikleri halde sizleri savunuyor gözükmeleri o kadar kızdırmıyor beni, beni kızdıran, yaşasaydınız siyasi duruş olarak nerede duracağınıza sadece sizin karar vereceğiniz bir olguya sizin adınıza karar veriyor olmaları.

40 yıl olmuş sen bizi bırakalı sevgili Deniz, yani 14 yaşımdaymışım senin için ağladığımda. Sonra neler oldu bir bilsen. Sana çok ilginç bir anımı anlatacağım.

Kalamış’ta sandalcı bir Ömer Reis vardı, anımsadın mı? Esas adı Ömer Sandıkçı’ydı, hem Ömer Reis derdik, hem de Ömer Hayyam. Rizeli Ömer Hayyam çok ilginç biriydi, bir dönem Türkiye İşçi Partisi Kadıköy İlçe Başkanlığı bile yapmış. Kendisiyle alay etmeye bayılırdı, “Haçen korkudan adam pulamayınca penu paşkan yaptular…” diye gülerek anlatırdı o günleri.

Bize arasıra ördek pişirirdi Hayyam. Yine bir gün ördek yiyoruz ama içinde garip bişeyler daha var. Çok ısrar etmeme karşın ne olduğunu söylemedi yemek bitene kadar. Meğer Kalamış sahilinden çıkardığı bir çeşit yosunları koymuş tencereye.

Ömer Hayyam hem çok okur hem de notlar alırdı. Seni anlatırdı bana, arandığın bir dönem seni sandalların içinde saklamış bir dönem. Büyük bir olasılıkla seni onunla Sinan Cemgil tanıştırmış olmalı. Sinan ağabey çok giderdi Kalamış’a, Köhne’ye, Orhan’ın yerine. Şimdi oralar cadde, tamamını doldurdular.

İşte seni saklayan Ömer Hayyam aradan yıllar geçtikten sonra beni ve bikaç arkadaşımı daha sakladı. Biz de 12’den muzdariptik, 12 Mart beteri 12 Eylül darbesi gelmek üzereydi.

Sonra bir dedikodu çıktı, Kalamış’ta beni yada onu vuracaklarmış. Ömer Hayyam üşütmüştü ve onu hastaneye yatırmıştık. Dedikodu da tam onun hastaneden çıktığı gün geldi bana. Bütün gece yalvardım kendisine bende kalması için. En azından evde kalmasının hem daha güvenli olduğunu anlatmaya çalıştım hem de sağlığı için şarttı. Dinletemedim, giriş katında oturuyordum ve pencerelerde demir parmaklıklar vardı. Bana “Haçen senun evune gelince hapse cirmuş gibi olayrum…” dedi ve sandalında yatmaya gitti.

Belki de kendisini küçümsüyordu, bir sandalcıyı öldüreceklerini hesaplamamıştı. Benden ayrılırken “Merak etmeyesun, penu furmaya gelenun alnından mıhlarım…” dedi. Sabaha karşı 3 yada 4’te kapım çaldı, Ömer Hayyam o gece sandalında öldürülmüştü, denizden sürat motoruyla gelip taramışlar ama bana dediğini de yapmış, onca kurşuna karşın elinde tabancası varmış, büyük olasılıkla da doğrulduğunda hasta ciğerine almış kurşunu. Diğerleri kol ve bacaklardaydı.

Böyle bir günde canını sıkmak istemezdim sevgili Deniz ama senin hakkında konuşanların bazıları anlar diye yazdım bunları. Benim için sen de, Mahir de, Sinan da, Hüseyin de, Ömer Hayyam da neden öldüğünüzü bilerek öldünüz. Türkiye’de artık sizin arkanızdan ağıt yakmak yerine neden öldürüldüğünüzü, sizin bu yola bu kadar bilerek neden gittiğinizi sorgulamak gerektiğine inanıyorum.

Sevgiyle kal Deniz Gezmiş, sevgiyle kal Ömer Sandıkçı…

4 Yorum »

  1. Kaleminize sağlık…

    Yorum tarafından savaş solak — Mayıs 6, 2012 @ 12:42 am

  2. Az evvel Hoşçakal Yarın ‘ı izledim.Bildiğimiz bilmediğimiz ne varsa yine yeni yeniden öğrendik belkide.İstediğimde tam bu tatla anımsamak anımsanmasını dilemekti.Teşekkür ederim size (ve elbette bir teşekkürde ailenize).

    Yorum tarafından berna can — Mayıs 6, 2012 @ 1:00 am

  3. Merhaba, size ulaşabilecek bir e-posta bulamadığım için buradan yazıyorum. Köhne belgeseli için çekimlere başladık. Sizinle mutlaka görüşme istiyoruz. İletişime geçebilirsek sevinirim. Görüşmek üzere.

    Yorum tarafından Aysıt Genç — Haziran 12, 2012 @ 7:38 pm

  4. selamüaleyküm ömer sandıkçı benim annemin halasının oğludur sizinle görüşmek ve sizi de ömer sandıkçının kardeşleriyle tanıştırmak isterim saygılarımla…

    Yorum tarafından burak — Mayıs 11, 2013 @ 6:55 pm


RSS feed for comments on this post. TrackBack URI

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

%d blogcu bunu beğendi: