MEGALOMANLIK HASTALIKTIR MURAT BELGE!..
Tahmin edeceğiniz gibi yaşamımda çok megaloman tanıdım. En azından babam megalomandı, babamın en yakın arkadaşları megalomandı. Onlarca megalomanın yanında büyüdüm. Megalomanlık hastalıktır dediğime bakmayın, onların noktasına gelmiş insanlar için gayet doğaldır ama sorun onu nasıl taşıdığınızla bağlantılıdır.
Doğal olarak en yakın Aziz Nesin’i tanıdım. Aziz Nesin megalomanlığını çok ince kullanırdı, en azından bundan dolayı karşısındakini ezmezdi. Kimi zaman karşılaştığımız sert yanı daha çok asker kökenli olmasından kaynaklanırdı.
Türkiye solunda hastalıklı megaloman çoktur. Ve ben bunların gerçekten çok zararlı olduklarına inanırım. Bülent Ecevit bunlardan biriydi, kendisine göre bir “Sol” diye tutturdu ve yanında kimseyi istemedi. Sonunda bana göre tek başına kaldı. Doğu Perinçek de bunlardan biridir. Eski arkadaşlarından kaç kişi yanında kaldı dersek, ailesi dışında çok isim sayamayız. Yalçın Küçük de tehlikeli megalomanlardan biridir. Herşeyi tek başına yapabileceğine inanır. Onun da siyasi omuzdaşı olduğu söylenemez.
Son olarak bu ekibe Murat Belge de dahil oldu. Murat Belge dün Taraf Gazetesinde “Deniz Gezmiş ve Arkadaşları Konusu” başlıklı bir yazı yazmış. Yazının bir bölümünde Belge “Türkiye’de de Deniz Gezmiş ve arkadaşları bu devrimci geleneği bu iki boyutuyla, eksiksiz olarak temsil ettiler. Tam kırk yıl önce hayatlarını bu nedenle yitirdiler.”
İlkin şunu söyleyeyim: “Deniz Gezmiş ve arkadaşları” denince akla gelen, çoğu ölmüş, bazıları bugün de hayatta olan insanları çok sevmişimdir, bugün de severim. Altmışların, yetmişlerin günlük politikası içinde, sıcak siyasî ortamda, karşıt kamplarda yer alıyorduk. Siyaset, aramızdaki gerilimi zaman zaman büyütebiliyordu. Buna rağmen, ben o arkadaşları hep çok içten, dürüst buldum. İzledikleri çizgi bence çok yanlıştı ama bundan onları sorumlu tutmadım.” diye yazmış.
Bu yazıyı okuyan Murat Belge’yi 70’li yıllarda 60-70’li yaşlarda bir Marksist, Deniz ve arkadaşlarını da 20’lerinde bir genç sanır. Oysa darbe olduğunda Belge 24, Gezmiş de 20 yaşlarında. Deniz’den sadece 4 yaş büyük Belge, Denizlerin yanlışından dolayı kendisini sorumlu tutmuyormuş. Büyük olasılıkla onlara Marksizmi yeterince anlatamamış yada belki Marksizmi anlatmaya çalışmış da büyük olasılıkla kendisi henüz Althusserci olmamıştı.
Belge yazının devamında “Devlete, siyasî otoriteye başkaldırmaktan çekindikleri yoktu. Sonuna kadar da, böyle gittiler. Ama “tecrübeli ağabeyler” olarak kabul ettikleri kişiler karşısında böyle dikbaşlı bir tavırları olmadı. Tam tersine, onların “bilgi”sine güvendiler; onların “yapılmalı” dediği işin gönüllü militanı oldular.” diyor… Büyük bir olasılıkla o “tecrübeli ağabeyler” dediğinden biri kendisi. Yani Denizler “tecrübeli ağabey” Murat Belge’ye dikbaşlılık yapmamışlar ama dinlememişler de. O yüzden de onların gençliğine veriyor ve sorumlu tutmuyor. Delikanlılık işte ne olacak.
Murat Belge bugünkü kafa yapısıyla, düşünce yapısıyla, o günkü kafa yapısının yada kafa yapısının değil de deneyimlerinin aynı olduğunu sanıyor. Çünkü o artık hastalıklı bir megaloman, doğal olarak o hiçbir zaman yanlış olmamıştır, bugün kendisine göre ne kadar doğruysa, o zaman da doğruydu.
Türban tartışmasının en hızlı zamanında, ben imzalara karşı çıkarken Belge bana verdiği yanıtta “Bugün bazı eski dostlar birbirine selam veremez durumda, bunu anlamıyorum…” diye yazmıştı. Bunu anlamayacak ne var, yıllarca faşizme, kapitalizme, emperyalizme karşı ölümüne savaş vereceksin, sonra güvendiğin insanlardan biri kapitalist derneğin bir üyesiyle beraber aynı derneğin yönetimine girip, “Arkadaşlar, işçi sınıfı yok tık, devrimi kapitalistlerle, globalistlerle beraber yapalım… En doğru yol Soros’un yolu, yaşasın Soros’un Açık Toplum Vakfı…”diyerek beni spekülatör bir anti-komünistin yolundan gitmeye çağıracak, onun parasıyla paneller düzenleyecek, aynı eskiden yaptığı gibi “Ağır abi”yi oynayacak sonra da birileri selam vermeyince şaşıracak.
70’lerden beri tanıdığım Murat Belge’nin doğum tarihine bakmak için Vikipedi’ye baktım, orada onu tanımlayan çok doğru bir tümce buldum: “Amerika’da Massachustts eyaletine değişim öğrencisi olarak gitti.”
okuduğu okulun hakkını vermiş ve iyi “değişmiş” Murat Belge… Deniz’ler de onu dinlemmekte haklılarmış, malum ya” kılavuzu karga olanın burnu moktan kurtulmaz”…
Yorum tarafından Mustafa — Mayıs 14, 2012 @ 7:08 am
Evet, “değişim öğrencisi” olarak gitmiş ve Türkiye gerçeklerinden değişmiş olarak gelmiş. O gün bu gündür de bi aslına dönememiş. O zaman en kısa sürede şu yazıyı bekliyorum Murat Belge’ den : hepimiz bu ülkede yaşıyoruz, çoğumuz fikren ayrı olsak da aynı hamurdan yoğrulduk. iktidara karşı ayrı fikir besleseler de , cezaevlerinden neden tutuklu kalırlar ki ? “… kendisi hala neden selam verilmediğinden dem vuruyor ya size !
Yorum tarafından Nevriye Kurt — Mayıs 14, 2012 @ 7:31 am
Yaş konusunda hatalısınız, 12 Mart’ta Belge 28, Deniz Gezmiş 24 yaşında. Bir de alıntıladığınız “Ama “tecrübeli ağabeyler” olarak kabul ettikleri kişiler karşısında böyle dikbaşlı bir tavırları olmadı. Tam tersine, onların “bilgi”sine güvendiler; onların “yapılmalı” dediği işin gönüllü militanı oldular” cümlesinde kastedilen kişi büyük ihtimalle Mihri Belli’dir. Bu cümleden kastedilen kişinin Belge olduğunu nasıl çıkardınız?
Yorum tarafından melih — Mayıs 14, 2012 @ 7:53 pm
Megalomani ile kendine guven uzak akraba sayilirlar . Yine de birincinin kaynagi cahillik hastaligi, ikincisi kendi yerini bilmektir. Biri durbunun tersi ile etrafa bakarken oteki kendini buyultec altina koymaktan cekinmez
Yorum tarafından mustafa sener — Mayıs 29, 2012 @ 2:13 pm