Ahmet Nesin's Blog

Ocak 17, 2012

ERDOĞAN SİZİ İPLEMİYOR, DİNLEMEDİĞİ DE FETULLAH GÜLEN!..

Filed under: Uncategorized — ahmetnesin @ 6:15 am

ERDOĞAN SİZİ İPLEMİYOR, DİNLEMEDİĞİ DE FETULLAH GÜLEN!..

Bu günler zor günler, herkesin neredeyse gölgesinden korkar hale geldiği, ne zaman gözaltına alınacağını bilmediği, telefonlarının dinlendiği bir dönemi yaşıyoruz. Adana TÜYAP Kitap Fuarı’nda Ahmet Şık’ın “000 KİTAP – DOKUNAN YANAR” adlı kitabını satıyordum. Herkesin korkudan ne hale geldiğini orada gördüm. Bir çift geldi, almak istiyorlar ama kızcağız “Bu kitabı internetten indirmeye bile korkuyorum…” dedi.  Sonra cıgara içmeye dışarı çıktığımda sohbet ettik, sivil polisin kitabı alanları fişlediğinden yada görüntülediğinden bile korktuklarını söylediler.

Sıkıntılı bir grup daha var, onlar da hâlâ kendilerini demokrat, sosyalist sanan ama 12 Eylül darbesinden beri sağcı-dinci iktidarları destekleyen grup. Bu grup çok enteresan bir grup yada bana öyle geliyor. İran’a şeriatı getirenleri devrimci diye yorumlayan, 12 Eylül faşist darbesinin başbakan yardımcısı Turgut Özal’ı Türkiye’nin en demokrat başbakanı olarak gösteren bir grup. İran faşist Şah döneminin yerine şeriatın gelmesini yada 12 Eylül darbecisi Kenan Evren’den sonra iki idam kararında imzası olan Turgut Özal’ın gelmesini de demokrasi adına sevindirici buluyorlar.

Bu grubun en ilginç yanı bu tip hükümetlerin yada başbakanların kendilerini dinlediklerini sanmaları. O yüzden mesela son on yılda AKP genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı pohpohlarken satır aralarına “Ama bu konuda şöyle yaparsanız daha iyi olur…” gibi dahiyane öneriler öne sürüyorlar.

Bunlardan en komiğime giden Taraf Gazetesi yazarı Melih Altınok’un 2010 yılının sonların da yazdığı “Başbakana solcu bir danışman lazım…” adlı yazısıydı. Güldüm çünkü Melih Altınok bu yazıyı yazarken kendisini solcu sanıyordu. Doğal olarak da bu öneriyi yaparken ya kendisini yada kendisi gibi birini öneriyordu.

Diyarbakır TÜYAP Kitap Fuarı’nın bu yıl üçüncüsüne gideceğim. Fuar dışına da 3-4 kez gittim oralara ve duyduğum Fetullah Gülen ekibinin bilhassa Diyarbakır’da çok ciddi örgütlenmesi. Gülen ekibinin Kürt sorununa nasıl yaklaştığı bilinen bir gerçek, kendisine göre bu sorunu barış içerisinde çözümünden yana. Orada kürtçe televizyon kuruyor, yeni yeni okullar açıyor. Savaştan ve ölümden yana değil Gülen ekibi. Doğal olarak da onu destekleyen solumsu, eşhellektüel ve libre-el-al yazarlar da olayın mecliste çözülmesini istiyorlar. Ve bu konuda ciddi şikayetleri var, bilhassa 34 çocuk ve gencin katlinden sonra ipler iyice koptu.

Kimi yazarlar Erdoğan’ın kendilerini dinlememesinden yakınıyorlar. Taraf Gazetesi yazarı Ahmet Altan geçen günkü yazısında “Siyasetini, toplumun taleplerine göre değil Erdoğan’ın Çankaya hayallerine göre biçimlendirmeye uğraşıyor.” diyor. Bu satırı okuduğumda çok gülesim geldi, meclis Abdullah Gül’ü 7 yıllığına cumhurbaşkanı seçiyor, milletvekilleri de 5 yıllığına seçiliyorlar. Sonra Erdoğan bundan memnun değil ve bir referandum yapılıyor. Halk referandumda cumhurbaşkanlığını 5 yıla ve kendi oylarıyla seçilmesine, milletvekili seçimlerini de 4 yıla indiriyor. Halk böyle isteyince doğal olarak meclisi bana göre erken seçimle 4 yılında tekrar seçiyor. Tek başına tekrar iktidara gelen Erdoğan bu kendi önerdiği 5 yıllık cumhurbaşkanlığı sisteminden memnun olmuyor çünkü 5 yıl olunca Gül’ün tekrar adaylığını koyma ve seçilme olasılığı var. Bunun üzerine tekrar karar alıyor ve cumhurbaşkanının 7 yılda seçileceğini söylüyor. 7 yıla çıkarınca da Gül’ün 2. Kez cumhurbaşkanı olma olasılığını yok ediyor.

Herkesin bildiği gibi Abdullah Gül ve Bülent Arınç Fetullah Gülen ekibinin adamları. Geçen gün yapılan ankette Arınç, Erdoğan cumhurbaşkanı olduğu takdirde en fazla oyu alarak başbakan yada parti başkanı olacak isim olarak öne çıkıyor. Ancak Arınç’ın önü de 3. kez milletvekili olamamaktan kesiliyor.

Bu aralar en çok konuşlan konu da Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığından sonra AKP dışında bir parti kurup kurmayacağı. Tabii bu parti Fetullah Glen inisiyatifinde olacak. AKP varken neden yeni parti kursunlar derseniz önceki deneyimlerden dolayı kurarlar. Anımsarsanız Turgut Özal cumhurbaşkanı olunca ANAP dağılmıştı, aynı dağılma sürecini AKP’nin de yaşayacağı gün gibi ortada.

Erdoğan bütün bunları iyi hesapladığından Doğu ve Güney-doğu’da “Kürt açılımı”nın tersine hareket ediyor. Açılıma devam ederse Gülen ekibinin orada daha rahat gelişeceğinden emin. Oysa bundan sonraki seçimde Erdoğan milletvekili olmayacağından dolayı AKP’nin dağılması yada gelişmesi onu çok fazla ilgilendirmiyor. Onun derdi Ahmet Altan’ın da söylediği gibi sadece cumhurbaşkanlığına endekslenmiş durumda.

Sanırım yeteri kadar net yazdım, bunu Ahmet Altan ve onun gibi düşünenler de bildiklerine göre neden cumhurbaşkanlığının da aynı milletvekillerine uygulandığı gibi referandum sonucundan dolayı 5. Yılda yapılmasını önermiyorlar. Önermiyorlar çünkü onların da yeni partinin oluşması için zamana gereksinimleri var. Doğal olarak Amerika’nın da zamana gereksinimi var. Bekleyelim bakalım, Fehmi Koru ne kadar inkar etse de aralarındaki kavga nereye kadar gidecek…

3 Yorum »

  1. Bekliyoruz zaten. Milletcek baska bisey yapmıyoruz. Hanı var ya..”du bakaliii nolcek” Daha beter olmayı geri donulemeyecek yollarda olmayı bekliyoruz..

    Yorum tarafından Aysegul Er — Ocak 17, 2012 @ 7:55 am

  2. altan ve digerlerini bir telas aldi zaten.. tekrar roman yazacak diye korkuyorum..

    tarihe nasil gecicek bu yazarlar acaba? ne demokrasiden, ne polisten, ne sosyalizmden, ne cemaatten, ne amerika dan, ne modernizmden vazgecemeden hepsi oldular..

    Yorum tarafından ali — Ocak 17, 2012 @ 9:46 pm

  3. Bu yazıyı yazan kişiye çok teşekkür ediyorum.Yazınızı beğenerek okudum.Gerçekten güzel akıcı ve akılda kalıcı,ögrenilir bir şekilde yazmıssınız.Bu konular hakkında böyle anlatımı güzel konuları bize açarsanız çok sevinirim.Takipcinizim.

    Yorum tarafından sesli chat — Ocak 22, 2012 @ 6:18 pm


RSS feed for comments on this post. TrackBack URI

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.